-değişen bir yazgıya adanmıştır
ve zaman kırıldığında yazılmıştır-
şairine el avuç açıp dilenirken umudu şiir
kendi rengime tutundum gecenin paletinde
şimdi ne yeşermiş bir tohumun yargısını
ne sararmış yaprağın hükmünü taşıyorum
yurtsuz sabahların erken doğan güneşinde
ben sadece kaybedilmiş yazgıyı arıyorum
sürek avındayım ve adımlarım yankıda
morda bir sancıya tutunurken dalgalar
çiğdem kızın eteğine benziyor dağlar
dağlar eteğinde kimliğimizi düşüyorum
kar sızımın adımlarını silemezken benden
ben çığda çığ ama dinginlikte boran arıyorum
ne çok kelime tüketiyor bu güzel insanlar
ben bir noktanın şiddetinde çakılı kalmışken
trafik işaretleriyle durduracağını sanıyor İstanbul
balıkçı oltalarıyla avladığı derya kaçkınlarını
kendini mühürlüyor şehir ben kilitsiz kalıyorum
mor da maviye tutunurken yazgıda ve boranda
benzer hayatlar aynı rengin tonunda buluştular
haftanın her gününde uçurdular renksizliklerini
peki efendimci rüzgârlar yardım ettiler
rota şaşmaz dümen sapmaz inceden yaşam
renk düşürdüm kalemimden dağıttım oyununu
bağdaş kurmuş oturuyordun bağlacında şiirimin
orada ellerinden tuttu bir ihtiyar, ufuk denilen
bir çizgi vardı, elbet çizeni boğdular çizgisiz
mor da maviye tutundu yazgıydı ve renkli
sorgu vardı sorguladılar sorgucularını sorgusuz
yazgı yeniden yazıldı mor borana tutuldu
alaşağı ettiler morda bir yazgı yazıldı borandı
birileri yazdı bu şiiri şiirimin bağlacında
gelip bağdaş kurdular oturdular orada!
Ulaş NİKBAY