Denizdeydim ve boğuluyordum. Sahil insan doluydu; ama kimse yoktu. Kimse yoktu haykırışlarımı duyan. Kimse yoktu yardımıma koşan. Su yuttum ama beni en çok kimsesizlik boğdu. Beni en çok sesimi duyaramamak yordu. Kulaç dolusu sevgi beslerken herkese, kulaçlarımın bir yükselip bir alçalmasını gören yoktu. Deniz beni boğarken acıya, beni en çok insanlardan aldığım darbeler incitti. Bir havuç gibi rendelendim insanların bu darbeleriyle. İnceldim, kırpıldım. Kırıntılarım doldu denize. Ve ben bir havuç gibi çıktım su yüzüne. Boğulmak çok korkunçtu. Asıl korkuncu cesedimi telefonuyla çekecek insanların bana ellerini uzatmamasıydı. Elleri canıma uzanan Azrail'di. Neden sonra anladım Azrail insanlardan daha merhametliydi. Herkesin keyfi yerindeydi. Benim ise canım boğazımdaydı. Ben ölmek üzereydim. Sahilde insanlar güneşlenmekteydi. Ben sulara düştüm, insanlarsa keyfinin derdine düştü. Kimsenin derdi ben değildim. Benim ise derdim insanların fok balıkları gibi görünmesiydi. Hiçbir insan yoktu sahilde. Herkes fok balığı gibi uzanmıştı yerlerde. Kimse kalkamadı yerinden. Deniz beni az daha boğdu. Bacaklarımı çırparken, yanımda bir zamanlar el ele yürüdüğüm kimse yoktu. Ellerim sularla boğuşurken, bir zamanlar bana parmakla sayılır insanlardansın diyenler yanımda yoktu.
Denizin içindeydim ve boğuluyordum. Susuzdum. Tıpkı kumun ortasındaki kaktüs gibiydim. İçimdeki dikenler, dışımdakilerden çoktu. Salıncak kurulacak bir dalım yoktu. Çocuklar kuşlara benzerdi. Bir ağaç dalına tünemek isterlerdi. Benimse dalım yoktu. Bir kahtüstüm denizin ortasında. Beni hem kaktüs olmam, hem de denizde bulunmam boğuyordu. Tüm kimsesizliğim, hayvanat bahçesinde insan olmaktan ibaretti. Dünyada havlayanlar arasında, kuduranlar arasında insan olmak ne zordu.
Denizdeydim ve boğuluyordum. Sana dalga olma adına, tüm denizi yuttum. Sen yanımda yoktun. Kimsesizliğim sensizlikten değildi; senin için düştüğüm denizde bir karpuz kadar değerinin olmayışındandı. Anlayacağın ben boşuna yere boğuldum.
Sığırların arasında gül olsan da seni ot sanırlar. Ah demek ki bu zamana kadar ot gibi yaşadım. Ah demek ki sığırlar arasında ben her gün derde boğuldum.
Sığırların Arasında Gül Olsan da Seni Ot Sanırlar
Denizdeydim ve boğuluyordum. Sahil insan doluydu; ama kimse yoktu. Kimse yoktu haykırışlarımı duyan. Kimse yoktu yardımıma koşan. Su yuttum ama beni en çok kimsesizlik boğdu. Beni en çok sesimi duyaramamak yordu. Kulaç dolusu sevgi beslerken herkese, kulaçlarımın bir yükselip bir alçalmasını gören yoktu. Deniz beni boğarken acıya, beni en çok insanlardan aldığım darbeler incitti. Bir havuç gibi rendelendim insanların bu darbeleriyle. İnceldim, kırpıldım. Kırıntılarım doldu denize. Ve ben bir havuç gibi çıktım su yüzüne.