Hatırlarmısın nede güzel seviyorduk oysa...
Masada yarım kalan bir simit gibi,
Hayallerimde yarım kaldı o masada.
Ne yudumlayabildim çayımı,vede bırakamadım bardağımıda...
Hani martılar uçuşur ya masmavi gözlerinde,
Hani bir rüzgar eser ya kalbinin kurak çöllerinde,
Hadi hepsini bıraktım,hatta elini bile...
Sense,hiç utanmadan,çekinmeden kuşandın.
Bir kağıt ve birde kalem ile...
Hiç bıkmadan usanmadan,yargıladın hayallerimi
Önce ellerine bir kelepçe giydirdin, ve sonra...
Tek kelime sadece ''yürü'' dedin,idam sehpasına.
Böylece idam ettin hayallerimi,
Böylece katlettin,mahvettin bütün duygularımı.
Bu yüzden katilisin hayallerimin.
Bu yüzden deprem gibisin kalbimde,
Önce küçük kırılmalarla geliyorum dercesine,
Sonra bir volkan gibi patlayı verdin hayallerimin üstüne.
Küllerini savurdun üstüme öylece,
Ve öylece kalakaldım tek başıma,
İşte bu yüzden yanlızım ben.
Bu yüzden sevemiyorum artık hiç kimseyi.
Hani bir depremin enkazından ya yaralı çıkarsın,
Ya da sadece bedenin...
Bende hala enkazındayım o depremin.
Ve sadece ellerini uzatmanı bekleyen,
Bir ben var o harabelerin altında.
Tam yudumlarken çayımı,bir lokma simit atarken ağzıma...
Bu sarsıntıyla ne hayallerim kaldı masada,
Ne de yarım kalan çayım.
Hepsi bir bir geçti kafama...
HEPSİ BİR BİR GEÇTİ KAFAMA