Sessizlik…
Ölümsüz şarkımız bizim…
Eski zamanlardan kalma
Dört yanını anıyla doldurduğumuz
Kilitli sandıklar misali
Kıpırdamayı bilmeyen dudaklarında
Eriyen zaman dilimleri
Çalıyorlar şarkımızı
Kanadı kırık kuşların
Göçüp gidemeyişlerini
Yazarken duygu duvarlarına
Mırıldanıyorlar bizi
Dilsiz melodilerle
Bizden habersiz…
Üzgünsün biliyorum
Ağlamak istercesine
Gitmiş gibisin biraz
Birazında içimde kalmış
Ardarda dizilemeyen
Kelimeler misali
Donuk bakışlarında yaşanamamışlıkların
Varsın hala…Az biraz…
Akmayı beceremeyen gözyaşlarım
Odada çığlık çığlığa büyürken
Ve her gece yeni bir acıya gebeyken
Büyütmeye korktuğum hayallerim
İdama yürüyen adımlardayken…
Aynı şarkıdayız sen ve ben…
Sessizlik…
Bir düet halinde söylenirken
Üzgünsün biliyorum
Başlayamamış ve bitememiş her şey için
Bütün zıtlıklar adına hatta…
Büyütemediğimiz duygucukları
Yakma temayülleri hırsımızda
Öfkemiz bize ve hayranken hala birbirimize
Hep aynı şarkıda tükeniyoruz
Sessizlik…
Söyle ve bitsin artık…
Kalkıp gidelim bu suskun senaryolardan
Gidelim konuşan bizli dünyalara
Sevmekten korkulmayan bir şehir varsa
Oraya yerleşelim,yada sevgi değilse bu bizdeki
Silinelim konuşan masallardan
Lal dillerde son cümleler giyelim
zerreitoz'dan zerreler(R.Betül Çetin)
] ]