Beni gamda bırakıp, ellerin bayramına,
Arkasını unutup, dalanlara dargınım.
Gururlanıp gülerek, sahtekâr hayranına,
Dalgacı meclisinde kalanlara dargınım.
Dönülmeyen yolların ufkundaki akşamın,
Kanlarına boyanır, ziyan olmuş yaşamım.
Hasretin Sırat’ından hüzünlere düşenim.
Bayramlara, düğüne, şölenlere dargınım.
Aşk bahçesi suluyor, hislerimin yaşları,
Yalanına kandığım, mevsimlerin kuşları,
Yağdırırken başıma göçlerinden taşları,
Açtığı her yaraya gülenlere dargınım.
Sevda telli sazımı gözleriyle çalmayan,
Viranemde gömülü defineyi almayan,
Kirpiğimin ucundan yüreğime damlayan,
Alıştığım yaşları silenlere dargınım.
Mürekkeptir efkârım, sarılırım kaleme.
Gökyüzünden bakarım, yanıp sönen âleme,
Vefasızın ömrüme yüklediği çileme,
Gerçeklere küfreden yalanlara dargınım.
Kara bahtım fahişe, şeytan ile zinada,
Felek ile hasımım, hor bakarım ona da.
Serseriyim yıllardır, gurbet deniz ben ada.
Mutluluğu elimden çalanlara dargınım.
Mehmet Nacar
] ] ] ]