Senin aşk dediğin,
Dillerinde zamanın kesiştiği
Sözcükleri safkan deli
Uzakları önünde gören bir benzemedir.
Şehirlerin dağlara dönüştüğü
Medeniyet kırması
Bir yabanıl pençe
Ehliyet kokan yılkı atları
Battığı yerde saklanmak için oluklar
Mahalle arasında kaç hüzün
Aktı gitti mazgallardan unutulmuşa doğru.
Yıkıksan, yağmurluysan
Üzerindeki darbeyi ve nemi
Duvarların üzerine ser.
Bilindik bir enkaz,
Bilindik bir ıslaklık alacaktır onu
Senin aşk dediğini kuşlar mevsim sanıyor.
Etrafı surlarla örülmüş bir mezarlık
İçinde yaşayanlar ölülerle akraba değil mi
Akraba kanıyor zaten sarı musluklar
Bir bezenmedir
En açık yerlerini karlarla örttüğü
Şehirlerin varoşlarla dövüştüğü
İçinde aşklar bırakılıyor çocuk parklarına
Cami arkalarına, petrol köşelerine çiğdem.
Senin aşk dediğini yiyorlar
Yaşanmıyor ölünüyor mezarlık semtlerinde
Senin aşk dediğini satıyorlar
Alınmıyor talan ediliyor dağ eteklerinde
Dağdan akan yaş
Genç bir hatıradır şiir defterime
Senin aşk dediğini ekip biçiyorlar
Yazıp çiziyorlar
Pazar-pazar gezdiriyorlar
Karşılanmış ellerde, kasalarda.
Benliğini bir başkasında bırakmak
Şehirden dağa doğru dallanmaktır
Senin aşk dediğin.