Sözümün özünü anlasın ehil
“Emrimdir, halk olsun an” dedim, geldim
Kâinat yok idi, âlem de dahil
Yarattım, sonra da “dön” dedim, geldim
Sebebi var mutlak, sanma nafile
Bilmeyen aklını yormasın bile
Elestibezmi’nde duran kandile
“Ruhlar toplanacak, yan” dedim, geldim
Âkil olan sormaz neden ve niçin
Bilinmez varlığı nedendir hiç’in
Huzurda hizmeti gördürmek için
Melekût kastedip “kün” dedim, geldim
Var oldu melekler hepsi huzurda
Nurdan halk eyledim, bilmez kusur da
Beklerken sırayı hali hazırda
Sevecen bir sesle “cann” dedim, geldim
Cinleri var ettim issiz ateşten
Seridir her biri nur u güneşten
Uyardım âlemi ilâhi düşten
Tam da bu esnada “gün” dedim, geldim
Âniden açtırdım sayısız perde
O anda var oldu bu koca yer de
Durmadan yanardı seyyareler de
Önce nazar kılıp “sön” dedim, geldim
Emredip doğudan günü doğdurdum
Mikail eliyle bulut ağdırdım
Nice yıl üstüne rahmet yağdırdım
“Yeşilden giyinsin don” dedim, geldim
Azmasın diyerek tutup onlara
Salih’i yanına katıp onlara
Dünyayı emanet edip onlara
Barınsın üstünde “cin” dedim, geldim
Melekler yollayıp çamur aldırdım
Bin yıl kardırarak özü buldurdum
En güzel surette adem oldurdum
“Lâyıktır kuluma ten” dedim, geldim
Hayvan âlemini ast verdim ona
Varlık deryamızdan post verdim ona
Kendi sevgimizi dost verdim ona
Cihanda adına “cân” dedim, geldim
“Bir iken esması bin isem eğer
Rahmi Celâl’ine kın isem eğer
Sizleri yaratan ben isem eğer
Âdem’e secdeye in” dedim, geldim
Melekleri ona secde kıldırdım
Bu kutlu secdede huzur buldurdum
İblis’in hırsına hüküm bildirdim
“Kovuldun cennetten sen” dedim, geldim
Melûn dönüp dedi”Cenab ı Hüdâ
Var mıdır kusurum bu işten mâdâ
Sûra dek ömür ver bana dünyada”
“Olasın hükmüme kın” dedim, geldim
“Bir isyan beklemem ben böyle kuldan
İmtihan edelim gel iki koldan
Eğer Ademoğlu çıkmazsa yoldan
O zaman nârımla yun” dedim, geldim
Dedim ki Âdem’e “oldu bir bahis
Düşmanın İblis’tir, kurnaz ve haris
Ben onun adını söyledim nefis
Beni sever isen yen” dedim, geldim
Ve devamla “Anla benim dilimi
Nerde olsan takip eyle yolumu”
Sonra da öğrettim her bir ilimi
Sorunca adını “din” dedim, geldim
Âdem’in içinde fırtına koptu
Onu düşündüren soy ile soptu
Sol eğe kemiği yerinden saptı
“Havva’dır. Olasın şen” dedim, geldim
Dedim “budur size Rabb’in izzeti
Size mekân verdim yedi cenneti
Lâkin, haram kıldım size nimeti”
Gösterip bir güzel “nan” dedim, geldim
İblis girdi bir gün yılan donuna
Sürünüp, Havva’nın vardı yanına
Toplayıp nimeti koydu önüne
“Hiledir, yüzünü dön” dedim, geldim
Havva ol haramı yedi, yedirdi
Âdem’le kendine âsi dedirdi
Cebrail o anda hükmüm getirdi
“Cennet hayatınız son” dedim, geldim
Havva’yı yolladım Çin-ü Maçin’e
Âdem’i hapsettim Yemen içine
Dönüp de bakmadım bin küsur sene
“Nedamet atına bin” dedim, geldim
Nur u Muhammed’in hatırı için
Affıma uğradı diyerek suçun
Çoluk, çocuk verdim. Acaba niçin?
“Reha mı? Sen öyle san…” dedim, geldim
“Siz, beni koyup da öte baktınız
Size olan güvenimi yıktınız
Emr-i ilâhime karşı çıktınız
Bu işi temizler kan” dedim, geldim
Öldürttüm Kabil’e can kardeşini
Kargaya gömdürttüm karga leşini
Tattırdım onlara can ateşini
“Bir daha bakmayın yan” dedim, geldim
Onlardan türettim bir nice insan
Kimini şah ettim, kimini sultan
Kimi şükr’eyledi, kimisi isyan
“Bu dünya bir koca han” dedim, geldim
Ruhsat eylemedim kefene cebi
Korudum sözümü ilk günkü gibi
Sonradan gönderdim binlerce nebi
“Hakikat oduna yan” dedim, geldim
Altıncı asırın yetmiş birinde
Arap diyarında, Mekke şehrinde
Bir güneş doğdurdum arz üzerinde
“İşte bu beklenen an” dedim, geldim
Kulum Muhammed’i saldım cihana
Onu nebi ettim cine, insana
“And olsun zamana, ve de Kur’ân’a
İşte size doğru yön” dedim, geldim
Dinleyin sözümü ağalar, beyler
Körler karanlıkta kendini eyler
“Sanmayın Pervane boşa söz söyler
Onu söyletirim ben” dedim, geldim