Ülkemizde özellikle gençler arasında sanatın yeri ve önemi gitgide artıyor. Buna bağlı olarak etrafta birçok sanat fuarı, sergi, galeri, ufak tiyatro toplulukları görür olduk. Tabii işi ticarete vurup sanat sevgisinin üzerinden para kazanan ticaret beyinli insanlarımız da hemen meydanlara çıktılar. Olsun, kötü yönlere birazcık göz yumalım şimdilik.
Örneğin 'Çağdaş Sanat Fuarı' Mayıs ayında sanatseverlerle buluşacak. 2-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan fuara dünyanın her yerinden birçok galerinin katılacak olması Feshane'de tam bir sanat şölenine neden olacak. Birçok sanatsever şimdiden plan ve programlarına 2-6 Mayıs tarihlerinde Feshane'de bulunmayı eklemişler bile. Bu ülkemiz adına çok güzel bir şey.
Şu an yönetimde bulunan kişilerin sanat anlayışı malumunuz. Zamanında yapmış oldukları birçok gaf bulunmakta. Şu anda bale, opera, resim, plastik sanatlar hakkında ne düşündüklerini tahmin edebiliyorum. Korkutuyor açıkçası bu durum beni. Ama tüm bunlara rağmen Türkiye'de sanat ilerleyebiliyor. Hele son yıllarda tam gaz ilerliyor. Sanırım bu ilerlemede sanatseverlerin sayısının artması ve onlardaki girişimci ruhun etkisi büyük. İnanıyorum ki zaman içinde ülkemizde sanat daha da iyi yerlere gelecek.
Tiyatro, opera ve balelere giden kişi sayısında geçmiş senelere göre artış var. Özellikle tiyatro seyircisinin sayısı baya artmış durumda. Bunun nedenlerinden biri diziler tabii, bunu yadsıyamayız. Küçük bir kesim de olsa, dizi seyircisi sevdiği sanatçıları sahnede de görmek istiyor ve tiyatroya gidiyor. Opera ve balede durum tiyatro kadar iç açıcı değil belki ama geçmiş yıllara kıyasla daha iyi. Fakat ne yazık ki hala seyirci sayısı çok az.
Görsel sanatlara ilgi yetersiz, seyirci sayısı az ama tek sorun bu değil. Bir de perdenin arkasındaki 'sanatçıların sıkıntıları' sorunu var. Çalışma şartları, yetersiz gelir, sanatla alakalı alanlardan mezunların çoğunun açıkta kalmaları, kurumların içinde yıllardır süregelen düzensizlikler ve anlaşmazlıklar perde arkası sorunlar. Her şeye rağmen gerçek sanatseverlerin çırpınarak dahi olsa var olmaya çalıştıklarını ve var olduklarını hatta bir çoğunun er ya da geç sadece sanat çevresinde dahi olsa hakkettikleri saygıyı gördüklerini görüyoruz.
Sanata ilgi duyan çok kişi var. Çevremde kime sorsam, herkes kendini gerçek bir sanatsever olarak tanımlıyor örneğin. Fakat devamında konu bu sezon gittikleri opera, bale, tiyatro, gezdikleri müze, fuar ve sergiler konusuna gelince sanatseverleri bir sessizlik kaplıyor. Bu çok garip. Fakat hayır, karamsar değilim ve karamsarlığa kapılmayacağım. Her şeye rağmen ortada yadsınamayacak bir gelişme var. Gerçek sanatseverler hareketli ve istekliler çünkü.
Sanat güzel şey, ülkemize de çok yakışıyor. İnanıyorum ki yakın zamanda İstanbul bir sanat şehri olarak da tanınacak. Sanatseverlere tabii çok iş düşüyor. İlk başta faaliyetlerine ve girişimlerine devam etmek ve sanat sevgisini mümkün olduğunca çok kişiye aşılamak, bazı şeyleri açıklamak, gaza getirmek gerekiyor ve tabii inanmak.