Yazmayı özlemişim yani ağlamayı…
Sessiz bir akşam işte her zamanki gibi kâğıt, kalem, alkol ve bir de sızmalar.
Kalbim artık başkalarının sevgilerinde fahişelik yapıyor.
Olmuyor işte olmuyor görüyorsun.
Ellerim her zamankinden daha kirli ve kalbim gözükmüyor.
Ansızın ölmeliyim tatile çıkar misali.
Üşüyorum yine üşüyorum.
Bir duble sevgi lütfen!
Sessizlik çok yordu beni.
Beklemiyordum ve beklemiyorduk.
Belki de işte bu yüzden ölmeliyim ansızın çekip gittiğin gibi.
Acımıyorum kimselere.
Aynadaki ben değilim.
Gölgem benden utanıyor.
Ve ben yorgunum çok yorgunum.
Ayrılırken bir an arkanı dönüp baksaydın bırakmazdın ama doğru ya mevsimsiz gelmiştin, mevsimsiz gittin.
Saçlarını okşadığımda ellerimden kayıp giden aşktı.
Ansızın ölmeliyim bir yaz yağmuru gibi.
Sigaramın ucuna sardım.
İçtikçe tükenmiyorsun, içime doluyorsun.
Evime karanfil gönderdim.
Siyah saçlarımı kuşandım.
Terk ettiğin yere gidiyorum.
Eğer bir gün karşılaşırsak susma ve başını öne eğme, yanaklarının kızarmasına izin verme ve kalp atışların hızlanmasın.
Üstüm başım hatıradır.
Bakma sen tozlu olduklarına.
Yaklaş bana yavaşça yaklaş adımların kar tanesine bassın.
Anılarımızın sertliği keskin bir rüzgârdır dikkat et üşüme. Derin bir nefes al ve bana dair her şeyi unut. Hatıra, hediye… Her şeyi… Yaklaş, tanışalım…
Merhaba, ben sessizlik…
Ya siz?
Onca yoldan geldim yine sen(siz)im…
(Çok denize girip çıktım sadece sende boğuldum, üzgünüm nefesin yetmedi…)