şehrin balta girmemiş sokağında dolaştım,
boy atmıştı adamlar, kök salmıştı kadınlar
insanlık bir çiçek olarak bile ortalarda yoktu
çocuklar daldı sadece kendilerine salıncaktı
şehrin mağaraları dağ gibi mağazalardı
yok böyle bir şey ayılar bal gibi konuşuyordu
en son bir kadın çıktı saçları sindirilmiş halktı
saçlarını havalandırdı savaş uçakları gibi
dedi: kim bana parayla değer biçiyor söyleyin
onu elleri ceplerindeyken kurşuna dizeyim