Saçı Olmayan Adam

İnsan kendinde olmayan bir şeye sahip olacağını düşündükçe onun kıymetini nasıl bileceği ile ilgili hayaller kurmaktan kendini alamıyor

yazı resim

Şu bizim usta başı kadar saçım olsa daha ne isterdim. Adama baksana hiç umurunda değil saçlarının olup olmadığı . Neyse şurada ne kaldı ki bu ayki maaşıma. Şu saçı bir ektireyim diğer insanlar gibi bakımsız bırakmayacağım , haftanın tek günleri sola , çift günleri sağa ve hafta sonları da yukarıya tarayacağım , musluk suyu ile yıkamayacağım özel olarak içme suyu alaıp öyle yıkayacağım fiyatı normal bir saç için fazla pahalı olan şampuanlar kullanacağım , çünkü benim saçlarım sıradan şampuanları kullanarak bu hale geldi diye düşünüyorum ,bir ara ne kadar saç telim var diye hergün sayardım acaba içlerinden biri daha eksil dimi diye ve her geçen gün bir az daha eksiliyordu.bir ara kalan saçlarımı öne doğru tarıyordum bu sefer arkadakiler dökülmeye başlamıştı ne yaparsan yapayım tersi bir durum ortaya çıkıyordu,bir sefer peruk almaya ‘’ gittim satıcı buyrun ne bakmıştınız ‘’ içimden ‘’ ne bakacam peruk satan bir yerde kuşbaşı alacak değilim ya’’ dedim.’’ Kendi saçlarıma uygun peruk almaya geldim , bu peruklarda normal saçlar gibi bir süre sonra dökülmüyorlar dimi’’, yok efendim bu peruklar özel olarak İsviçre den geliyor ,bilirsiniz İsviçrelilerin ekonomileri peruk üzerine kurulu ve tüm dünyadaki peruk piyasasının büyük bir çoğunluğu İsviçrelilere ait ‘’. Saçı olmayan insanların buraya gelerek bu kadar aptal duruma düşmesine dayanamadım ve peruk almadan ordan tam çıkıyordum , adam arkamdan bağırdı nereye gidiyorsunuz diye bende teyzemin İsviçre de yaşadığını ve ondan bir paket geldiğini belkide peruk olabileceğini söyleyerek çıktım. İnsan kendinde olmayan bir şeye sahip olacağını düşündükçe onun kıymetini nasıl bileceği ile ilgili hayaller kurmaktan kendini alamıyor , ama dur şurda ne kaldı bu ayki maaşıma….
Yıllardır çok acı çektim bir çok ortamda saçım yok diye alay konusu oldum sürekli insanlardan kaçardım , daha ortaokulda saçlarım dökülmeye başlamıştı, lisedeyken okul müdürümüzün de saçlarının üst kısımları yoktu o yüzden okuldaki arkadaşlar benimle okul müdürünün oğlu olup olmadığım ile ilgili dalga geçerlerdi , meslek lisesinde okudum ve atölye dersleri çok daha zor geçerdi ne zaman iki metali birleştirmek için kaynak yapmaya başlasak hep aynı cümleyi kurarak dalga geçerlerdi ‘’ şu elektrotlardan biriyle arkadaşlar arasında topladığımız herkesin üçer beşer kafasından ne koptuysa verdiği saçları senin kafaya kaynak yapsak nasıl olur ’’ ve kahkahalar. Yalnızca bir ay bizim okulda kalmıştı, o güne kadar gördüğüm en güzel şeydi yada ilk defa hayatıma TV de eski türk filmlerini seyretmekten başka , seyretmekten bu kadar zevk aldığım bir şey girmişti , onu gördüğüm zaman diğerlerinin benimle dalga geçmesini duymuyordum sanki insanı hipnotize eden bir güzelliği vardı . Nerdeyse tüm okul, sabahları onun kapıdan girişini görebilmek için en uygun yerleri arar ve onu ilk görüpte günaydın diyebilmek için birbirimizle yarışırdık , hatta okuldaki bazı kızlar bile onu kıskanarak seyretmeye gelirlerdi , bazı yerler önceden daha geç gelen arkadaşlar için tutulurdu ve o , kapıdan girdiğinde sanki tüm zaman dururdu , çevredeki canlı cansız her şey onun güzelliği karşısında saygıyla susarlardı ve onun sabahları tüm okulun çevresinde yazın akşamüstleri güneşin batışı gibi anlatılamaz bir görüntü gibi duran güzelliği karşısında etkilenirlerdi. Yalnızca yürürdü o okulun içine doğru , saçlarının rüzgarda dalgalanmasını izleyen ve onun gözlerini acaba banamı bakıyor diye merak eden bu kadar insanın bakışlarına aldırmadan.
Yalnızca okuldaki öğretmenlerin sorduğu sorulara cevap veriyordu kimseyle konuşmuyordu belki de fazla burada kalmayacağını daha okula geldiği zaman biliyordu ve buradakilere alışmak istemiyordu. Bu anlamsız hayatımın tek anlamlı şeyiydi bir sabah bana günaydın diyerek okula girmesi. O gün okulda müthiş bir havam olmuştu. Ve bir ay çok çabuk dolmuştu bir sabah yine tüm okul bekledik ama gelmedi , sonraki günlerde bekledik gelmedi…….kaç yıl geçti aradan hala unutamadım onu ve belki bir yerlerde beni bekliyordur diye başkalarına saçma gelebilecek bir duyguyla boş zamanlarımda onu arıyorum belki bulurum diye , ama ilk önce biriktirdiğim şu parayla saç ektirmem lazım , doktor ücretin büyük bir kısmını öderken on gün sonra gel demişti ve bu gün onuncu gün. Bugün maaşı alıp doğru muayenehanesine gideceğim bir kısmıyla kalan borcu ödeyeceğim kalan kısmıyla da onu aramayı sürdüreceğim.

İşte geldik , ama bu kalabalık nedir ki , ne kadar çok saçı olmayan insan var burada ,galiba hepside bugün saç ektirecek diye düşündüm. Bir kişiye sordum neden bu kadar bağırıyorsunuz diye ‘’ doktor kaçmış hemşerim bizden aldığı paralarla birlikte , bu kadar kel insanın ahını aldı hiç düşünmeden kaçmış adi adam’’ dedi
Ne yapacağımı şaşırdım ilk önce sonra bende diğerleriyle bir süre bağıdım içimdeki ezilmişlik duygusunu biraz olsun dindirebilmek için. Sanırım hayatım tam bir şeye sahip olacakken farklı bir neden yüzünden geçirdiğim sıkıntılarla geçicek diye düşünerek ve bu tür başıma gelen kötü şeylere alıştığım için , kalabalığı arkamda bırakarak oradan ayrıldım.

Başa Dön