Atacak düğüm yok gibi vaktin sabahına
Hayata bağlanmaz ayakkabı bağcıkları
Onca iplik boşa dolanır dünyayı adımca
Parmak uçlarına sentetik bir dokunuş aşk
İstikrar önemli serbest piyasa vurgununda
Kaç yalana eklenirsin oradan alıp buraya saçan
Tanrı toplar üşenmeden sahte tohumlarını sonra
Acınılası bir iştah, küstah bir öpüş rujun
Kaçtığın yolların trafik levhası aşk
Yanından geçtiğin öylece yangınında
Kanlı ruletin son sarhoşusun artık
Hangi yüzünden dönüp vuracaksın kendini
Bedenini taşıyan ruhlar gelecek mi duana
Ya papatyayı sevdiğini öğrenemeyen güller
İzleyecek misin gidişini sen de rüyanda
Bin yıl geçti
Geçecek bir o kadar daha
Bu vurgun çok dudak öldürecek
Çok çocuk boğulacak banyoda
Kahkahalarla izleyecekler yine
Kanlı rulet sahnelerini
Bu da yeter
İncir ağacının
Kokusuna
…