Prospero'ya Mektuplar - 6 -

Nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın sevinci...

yazı resim

“Sen Nehri’nin kıyısında en alasından bir şişe kırmızı şarap içip, Fransız bir dilberle Türkçe sevişmeden, sevişemeden ölürsem şayet, bir yanım eksik, bir gözüm açık giderim gayb alemine ve olur da içimdeki bu ukdeyi halledemeden göçüp gidecek olursam sevgili dostum, sana vasiyetimdir, yapamadıklarımı bir eksiksiz yapman, içimdeki yangın ancak öyle söner ve şayet vasiyetimi yerine getirirde gidersen Paris’e Aragon’ a sormayı sakın unutma; ne renk kokarmış Elsa’nın gözleri.” Demiştin yine mendirekte yine şarap içiyorduk.
Attila İlhan’ın dediği gibi; parasızım pulsuzum, üstelik pasaportsuzum sevgili dostum, yoksa bir dakika bile beklemezdim Ama adım gibi biliyorum ki bir yanın, ölmeyen bir yanın şimdi orada, o nehrin kenarında, fransız bir dilberin dudak kıvrımlarından şarap damlacıklarını türkçeye çevirmeye çabalamaktadır. O nedenledir benim de oraya varabilmek için bütün çabam, seni ya da senden bir parçayı bulabilmek için, eminim yanında sadece Fransız bir dilber değil komunarlarda var ve onlara da şarabın ve devrimin türkçesini anlatmaya çalışıyorsun. Lafı biraz uzun tut, oyalan mümkün olduğunca, geliyorum, geleceğim aziz dostum mutlaka bekle beni.

Caliban

Prospero’ya Mektuplar -7-

Başa Dön