bir düşün içindeyim, suyun dibinde,
giremeyecek kadar uzak , bir talihsiz düşüş,
kayaların günlük halinde yüzeysel ıslanmalar ,
insan temasından özgür ( uzak ) ,
kırıklar tanrının elinin dokunduğunu belli ediyor,
kırıklar : notumuzun müfredatsal tarihi, tarifi, talihi ...
bir kanonun içindeyim güvenli , suda ilerliyorum , gölgeli,
balıkla dolu kano açlıktan özgürüm ( artık anlıyorsunuzdur )
sırtları ıslak kara balıkları, koca kafalı yosun gözlü,
her an tekrar dalmaya hazır ,
fırlatsam dışıma diye gözleimin içinde kıpraşan durumları.
bir kaç at kaçıyor sanki varmak üzere olduğum kıyıda bir şeylerden.
silahlı belki birkaç adam yada dinazor , at eti seviyor olmalı.
onlara balık versem diyorum , hani herşey düşmanlıktan özgür ( hatırlamalı yine de )
fırlatıyorum kara koca kafalı suyu süzen balıkları, hepsi denize düşüyor yazık,
atlar ölecek , balıklar özgür ( uzak mı ? evet benden uzak )
ben aç kaldım, bu dinazor ve eli silahlı adamlar yüzünden.
ve yoklar işin aksi atlar da özgür ( uzak bence )
kıyıya çıkmam yinede düş bu hatta düş-üş, ne olur ne olmaz.
kayalar kırık hala , su canılı , tanrı gülüyor , balıklar canlı,
bu nasıl düş, benim olmamalı.
kıyıya çıkmamalı kalmalı burada,
ortasında herşeyin , herşeyden uzak ( kimse beni anlamıyor )
Parantez Senfonisinde Bir Düş - Üş Hali
boktan ılık bir ilkbahar havası / dışarıda taşmış insanlar, / boktan ılık bir sonbahar havası / dışarıya taşmış insanlar. / evde hapisim.