Vardı bir zamanlar haklısınız…
Ramazan ayında oruç tutmadığı için dayak yiyenler.
İçki içtiği için darp edilenler.
Açık konuşmak gerekirse vardı bu nahoş olaylar.
Duyardık.
Bazı bazı şahit de olmuştuk.
Yirmi,yirmi beş yıl öncesinden bahsediyorum.
Otogarlarda bile Ramazan gününde yiyip içen olmazdı,olamazdı.
Korkudan tabii.
Ya adamların seferi olabilecekleri bile düşünülmezdi.
Mahalleden birileri oruç tutmayanlara karşı teyakkuz halindeydi.Seferi meferi fark etmezdi
onlar için.Alenen yiyip içiyor mu bu kafiydi.Hasta mıdır,sağlam mıdır fark etmezdi.
Peki ya günümüzde…
Bu olaylar yaşandı mı bu oruç ayında?
Hayır.
Ne duydum,ne şahit oldum.
Değişen ne oldu derseniz,çok şey…
Bir defa insanımız dinde zorlama olmaz dini gerçeğini öğrendi bu süreçte.
Bir defa insanımız inanca,hangi inanca olursa olsun saygı ilkesinin farkına vardı.
Bir defa insanımız dini bilgilerini kulaktan duyarak değil ehil kişi ve güvenilir
kaynaklardan edindi.
Taassuptan kurtuldu.
Bütün bunlar eğitimle oldu elbette.
Ağzını açan boşa demiyor eğitim şart diye.
Demokrasi kültürü yerleşti bu topraklara.Kimse kimsenin hayat tarzına müdahale
edilemeyeceği gerçeğini özümsedi.
Ben kendimden misal getireyim:
Ben de sinir olurdum bir zamanlar ben niyetliyken karşımda yiyip içenlere.
İtiraf edeyim,sinirim dini duyarlılıktan değil onlar yiyip içerken benim yiyip
içemememden kaynaklanıyordu biraz da.
Fakat oruç tutmayan arkadaşıma’ benim yerime de bir tabak kuru fasulye
ye,yanına bir baş kuru soğan kırmayı da unutma ‘ deme noktasına gelmişim bugün.
Sonuç:
Ben,gördüğünüz ben değişmişsem, değişebilmişsem halk ziyadesiyle değişmiştir.
Siz hangi mahalle baskısından söz ediyorsunuz?
Mahallemizde artık hoşgörünün yeli esiyor,hoşgörüsüzlüğün karayeli değil.
Hala diyorsanız ki oruç tutmayanlara tek tük baskı var.
Ben de derim ki size mahalleden biri olarak :
Onlar bizim mahalleden değil be birader!