Geçmişle kavgama burada son veriyorum. Evet vazgeçiyorum...Ve bunu sizlerle paylaşıyorum , içimde kapanmayan binlerce yara ile hayata yeniden başlayamam değil mi? Evet...Doğru...Peki o zaman ne yapmalıyım? İyi sorudur bu ona göre ! Cevabı da en az soru kadar iddialı olmalı! Aslında her sabah uyandığımda " Hanimiş bu yepyeni bir gün bakalım ne şeker olaylar beni bekliyor " şeklinde yaklaştığımda elimi attığım her şeyi kurutmam işleri biraz zorlaştırıyor . Düşünsenize her şeye olumlu bakarak uyanıyorsunuz ve hazırlanmaya başlıyorsunuz. Güzel bir banyo yapıyorsunuz , en sevdiğiniz giysilerinizi giyiyorsunuz aman tanrım oda ne ! jöle bitmiş , önemli değil alırsınız değil mi? Alıyorsunuz , saçlarınızı yapıyorsunuz, Kadını 7 kat güzelleştirir dedikleri küpelerinizi takmak için elinizi uzatıyor ve bommm küpe elinizde tuzla buz oluyor. Ne önemi var değil mi başka küpe mi yok , başka küpe bulamıyorsunuz çünkü hepsi bir sorun çıkarıyor." Peki sadece 1 kat güzel olayım" diyorsunuz ve gömleğinizi ütülemek için ütüyü elinize aldığınız an bir saniye içerisinde gömleğinizin yandığını görüyorsunuz. Yok yok şaşırmayın daha bu ne ki ; başka gömlek yok mu varrrr... Hemen başka bir gömlek seçip makyaj yapmaya başlayacaksınız şimdi... Aman Allahım ! Bu sivilceler nerden peyda oldu ? Önemli değil ! Kozmetiğin mucizevi ürünleri ne güne duruyor ? Hemen başlıyorsunuz alta fondoten üste pudra derken , bir anda boya küpü halini alan ve sivilcelerin nedenini ortaya koyan bir tablo... Peki silelim biraz... Sildik mi ? Evet ! Devam edelim bu gün günlerden ne? Cumaaaa! Yani haftanın en güzel günü ! Peki hadi bu akşam Taksim e gidiyoruz... Deli gibi dans edip içmeye ! Ok!
En sevdiğniz arkadaşınızı kolundan tuttuğunuz gibi Taksim e sürüklüyorsunuz. Yolda kardeşiniz arıyor ( hiç adeti değildir ) , geleceğini söylüyor , iyi ya gelsin birlikte tepinirsiniz !
Siz tam bir bara girip kardeşiniz gelene kadar bir iki kadeh içecekken ve oturan yerleriniz henüz tabureyle buluşmamışken bir telefon daha :
-- Abla !
-- Efendim ?
-- Ben kaza yaptım Göztepedeyim gelir misin ?
Oturamayan yerlerinizi kaldırırken bir panik halindesiniz doğal olarak. Hemen geri henüz park etmiş olduğunuz park yerine koşarken otuz saniye için ödediğiniz bedel hakkında hiçbir yorum yapmak istemiyorum . Akabinde acele ile trafikte bin tane insan sureti ile uğraşıyorsunuz. Göztepe ye vardığınızda bir de bakıyorsunuz ki kardeşiniz gayet mutlu , sizin lise arkadaşlarınız ile buluşmuş içki içiyor ...
-- Eeee , ne oldu bir şeyin var mı ?
-- Yok yok ters yöne girmişim bir araba göbekten bindirdi , sonra bizde geldik içiyoruz
-- Hööö!
-- Yani korkulacak bir şey yok sen niye geldin ki takılsaydın
-- Ben niye geldim ki ? Takılsa mıydım ?
-- Hadi abla hoppaaa , bak blade çalıyor gel dans edelim , aaa one be şu herif niye sana bakıyor abla ?!
-- Ne adamı oğlum otur yerine sen bu kafayla mı kaza yaptın ? Polis ne dedi ? Annemleri aradın mı ? Şu adama bakıp durma !
-- Olur mu abla bir bira içmiştim ama aklım başımdaydı , yani ben oranın ters yön olduğunu bilmiyordum . Zaten zabıt tutturmadık yoksa ben kötü olacaktım neyse annemleri aramadım sen söylersin diye...Abla ! Bak bu herif sürekli buraya bakıyor ! Ben bu herifi döverim !
-- Oğlum otur !
Zar zor çıkardınız kardeşinizi bardan tutup eve getirdiniz bir de üstüne surat :
-- Ya sen beni niye çıkardın bardan ne güzel eğleniyorduk ! Ben çocuk muyum ?
-- Yok hayatım ne münasebet ! Ben çocuğum , sen abisin , hadi git yat, delirtme beni.!!
-- Sen de bu aralar her şeye sinirleniyorsun !
Evet dediğim gibi geçmişle didişmeyi bırakıyorum her gün yeni bir gündür her sabah müthiş bir gün bizi bekler değil mi? Her sabaha olumlu bakmak gerekir değil mi ? Bu gün böyle geçti diye yarın kötü olacak değil ya ?
Ertesi sabah :
-- Abla !
-- Ne var sabah sabah ?
-- Master sınavın açıklanmış , kazanamamışsın !