Öksüzler Başkentinde Sürgün Bir Kalp

yazı resim

ÖKSÜZLER BAŞKENTİNDE SÜRGÜN BİR KALP

Kaldırımların kalbi ağrıyor,
Sokak lambalarının gözleri kanlı.
Saçları sis kokuyor köprü altlarının,
Ve sonra…
Bir alev topu geçiyor şarkılarımın içinden.
Kekeme tren düdükleri sızıyor geceme.
Senin olmadığın gecelerden bana ne…

Bu çürümek mi?
Ağır aksak kelimeler,
Ölüm döşeğinde dizeler…
Biliyor musun, artık kafiye aramaya çıkmıyorum akşam üstleri.
Artık akşam üstleri, şarkılar da kiralamıyorum.
Yağmur elimden tutsa,
Gözlerim yeniden gülecek, biliyorum.
Ceplerimde iki damla gözyaşın,
Dudaklarımda tadını saklıyorum.

Dokunduğum her yıldızda ellerinin izi var,
Ellerin ömrümün en güzel koyu…
Sesine el süremedikçe ben,
İçin için çürüyen bir güz yaprağı…
As beni nefesine,
Sensiz kalbim esir bulutların gözlerinde.

Günler gömmüyor ki hasreti?
İçimde bir poyraz…
Burası, öksüzlerin başkenti
Düşlerde ayaz…
Sus ey gece!
Ey şarkı! Al yüreğimden kanatlarını.
Kalbim ağrıyor,
Yetmiyor artık bana birkaç yudum aşk avuntusu.
Ve sen yağmur kokusu,
Damarlarıma ak
Ak ki yıkansın yüreğimin bin yıllık tortusu.

Hasretin ateşten gömlek,
Ne vakittir böyle olmamıştım ben.
Ne vakittir böyle akşam üstleri,
Bir şarkının peşine takılıp
Gözlerini aramaya çıkmamıştım sokaklara.
Ama sesin çağırıyor beni.
Gülüşlerin çağrıyor,
Ve sonra…
İçimden bir alev topu geçiyor.
Saat geceye çeyrek var,
Yüreğimde bir sancı yumruk kadar.
Gece sızmadan göğüme,
Bulmalıyım gözlerini,
Gözlerin, tüm öksüzlerin annesi......
Ellerin…
En bildik şarkının güftesi.
Ben gecenin eşiğinde,
Kapımda hınzır bir yoksulluk.
Çağrıyorum nefesini.

Hasretin, o siyah sızı, aşkımı biliyor
Kalbim bir yanardağ şimdi.
Sen beyaz, inadına bembeyaz…
Aydınlık bir kokun var genzimi dolduran,
Adını ne koysam?
Yoksun şimdi ama…
Düşecek sûretin bir gün çocuk uykularıma.
Aşk ekiyorum geceden,
Umut biçiyorum gün doğumları.
Umut olmasa söyle, bu kimsesizliğe dayanılır mı?
Canımı yaksa da uçurumun bakışları,
Gece, gözlerimi yutsa da,
Bu kara kış bitecek bir gün.
Baharın saltanatı yakın, biliyorum,
Hazırla bayrakları,
Ömrümüze sokulacak baharın elleri,
Aşkın büyüsü saracak yüreğimizi büsbütün.

Şimdi kaldırımlar kederliya,
Hani sokak lambaları elleri kangren,
İçimde yılan gibi kıvrılan karanlık varya hani
Geçecek değil mi?
Saracak değil mi kanayan yaralarımı ellerin?
Ve sonra…
Biz iki aykırı yolcusu bu aşk gemisinin,
Hiç kullanılmamış dizeler aramak için,
Yeni ülkeler keşvetmeye çıkacağız
Gözlerimizde masal kokusu,
Aşkın imzasını atacağız göğün merhametli kalbine.

Başa Dön