ÖFKENİZE ESİR OLMAYIN
Öfke insan yaşamının tam ortasına çakılan paslı bir çividen ibarettir.
Bahsi geçen çivi yüzünden yumuşacık kalplerin yerini kırılması
imkansız taşlar alır.
Çıkarıldığı anda içimizde derin izler bırakan kapatılması imkansız bir
yara yer bulur.
Ömrümüz boyunca bu yaranın izleri ile yaşamayı sürdürmek zorunda
kaldığımız bizim vazgeçilmezimizdir.
Tetanosa aşı yapılarak kurtarılmamız mümkündür fakat öfkenin başımıza
açmış olduğu dertlerden kurtuluşumuz imkansız görülmektedir.
Yanında zakkum çiçeğinin zehri hafif kalır en kuvvetlisi öfkenin zehridir.
Zakkumun zehrinin öldürdüğü bilinen önemli bir bilgidir ama insanı
esareti altına alan öfkenin zehri öldürmez süründürür.
Karlı bir dağ olur kapatır yolları yolcuya geçit vermez.
Yeri gelir yaraların dağlanmasında kullanılan kızgın demirlerden daha
acımasızdır.
Yani anlatmak istediğim düştüğünüz anda içerisine kurtuluşunuz için
bir yol görülmez.
Benim insanlara önerim öfkelerini bir çöp misali bir kenara bırakarak
bir kamyonun o çöpleri almasını beklemeleri yönündedir.
Ama yok biz yük olarak sırtımızda taşımaktan yorulmayız düşüncesine
sahiplerse de yanlışlığın ortasında olduklarını da bilmeleri göz önünde
bir gerçektir.
Yanlış bir yola girdiğini fark eden insanlar için o yolun başında
dönmek umduğundan daha kolaydır.
Fakat iş işten geçip hayatı karardıktan sonra dönmenin o şahıslara
hiçbir fayda etmeyeceğini bilmemiz lazım gelmektedir.
İnatla taşımak istedikleri ağırlığından bihaber oldukları yükler
onları her gün farkında olmadıkları güzelliklerden edecektir.
Anlatmak istediğim öfkenin insanı içten içe kendisini yiyip bitiren
acımasız bir sebep olduğudur.
Birde içerisine aldığı insanlara yolunu şaşırtan rüzgar olduğundan hiç
şüphe duyulmamalıdır.
İçimize tuz misali basmaya devam ettiğimiz süre içerisinde etrafımızda
dosttan akrabadan hatta bir tık daha ileriye gidelim kendi neşemizden
sevinçlerimizden eser kalmayacaktır.
Ben bu bahsettiklerimin hepsini yaşayan birisi olarak etrafımdakilere
anlatıyorum.
Bilsinler ki öfke fırtınasına kapılarak kendi içlerinde kaybolup gitmesinler.
İnsan kontrolsüz öfkesi yüzünden içinde kaybolduğu zaman kendisini
bulması daha zordur.
Yollarını şaşırmaları halinde ellerinde olan her şeyden feragat
ettikleri gün gibi ortadadır.
Öfkesini yenemeyip kendisine hakim olamayan insanlar için dönüşü
olmayan bir yol başlar.
Yüreklerinde iyiliğe güzelliğe dair hiçbir şey bırakmaz vicdandan
yoksun bir hale getirir.
Kalplerinin yerinde bir taşın yer almasını istemeyenler yol yakınken
öfkenin elinden kendilerini bir an evvel kurtarma uğraşına girmeleri
gerekmektedir.
Bu gün o gayrete girilmezse şunu da unutmasınlar yarın çok geç olabilir.
El sel yel öfke bahsetmiş olduğum bu 3 şeyden ibarettir.
Merhametinden eder insanları buz gibi soğuk taş duvarlar haline
getirir ne olduğunu unutturur.
İnsan hayatında iyiliğe güzelliğe dair hiçbir şey bırakmaz
sürükleyerek önüne katıp götürür.
Kontrolünü sağlayamazsanız alır sizleri de yalnızlığın içinde tek
başına dolaşan bir deliye dönüştürür.
Elinizde her ne varsa bir mezar olan öfke karanlığına gömülür.
Yürekleri içindeki duygularla birlikte değirmen misali övüttüğünü adım
gibi biliyorum.
Ve diyorum insanlara esir olmayın sizleri 4 koldan saran öfkeye kızgın
güneşten daha beter bir ateş sıcaklığında kavrulacaksınız görüyorum.
Boşuna dememişler zararla oturur öfke ile kalkan alın yol yakınken
elinden kalplerinizi hayattan kopmanıza razı değil gönüller.
Öfkeniz sizi değil siz bir an önce onun kontrolünü elinize alarak
hayatınızda olumlu değişikliklerin yer almasını sağlayarak esaretine
son verin.
Yüzünüzdeki gülleri soldurmasına müsaade etmeyin her daim yaşamınızı
umutlu bakışlarla güzelliklere kavuşturun.
Zehirlenmekten kendinizi kurtarın öfkenin içinizi kavuran tuz haline
gelmesine engel olmak kendi elinizde olan bir şeydir.
Zarara uğrayacağınızı bilerek yaşamınızın ortasına çıkarılması
imkansız diye tabir ettiğim çivinin çakılmaması için en büyük gayreti
yine kendiniz göstermelisiniz.