Bir sabah uyandığımda artık hiçbirşeyin aynı olamaycağını bilmenin sıkıntısıyla yüzümü yıkamaya üşenerek direkt balkona çıkıp pis şehrin havasını içime çekmeye karar verdim...Egzos,çöp,karbondioksit,kanalizasyon,bacalardan çıkan yanık kokulu dumanlar neden nefes alamadığımı önceden pek dikkat etmediğim şeklinden sonra şimdi anlıyorum...
Dün bir aylık nefes alamama problemimin ve en sonunda kan kusmama neden olan bir rahatsızlığın sonucu hep bastırdığım vücud sinyallerini açığa çıkarmaya karar verdim ve nedense hep nefret ettiğim o hastane koridorlarına ulaştım buralar bana soğuk ve farklı bir boyut gibi gelir sanki ölümü donduran bir yol...
Doktor sıradan bir şekilde gözlerime bakmadan reçeteye benim için anlamsız yazılar yazarken rahatsızlığımı sordu bütün ayrıntılarıyla anlattım tedavi sonrası birkaç makineye girdim biraz burada mühaşede altında tutulacağımı söylediler...şimdi orada tüm olumsuz belirtilere rağmen nasıl umut beslediğimi düşünüyorum içimdeki sıkıntıyla karışık...Ve hiç uzatılmadan teşhis konulmuştu bir İNEĞİN kulağına takılan küpeden farksızdı benim için
Hastanede kaldığım süre boyunca öyle beter durumda insanlarla karşılaştım ki sanki farklı bir gezegendeydim algılarımın sürekli yok saydığı bu insanlar gözüme nasıl gözükmemişti şimdi anlıyorum onları içindeki sıkıntının neden mimiklerini etkilediğini
Kan irin ve öksürük üçlüsü önceden yokken şimdi bana dosttular ve vücudumdan her dışarı attığım dostumun nedense benden bir parça götürdüğünü hissediyordum.
Ben ölüyorum çok istediğim pilot olma hayalimin sönüklüğüyle çünkü hayatımın veya yazgımın buna hiçbir zaman izin vermeyeceğini biliyorum çok kısa bir zaman dilimi ve sonra toprakla tanışma...Şimdi varlığının ürküttüğü binlerce insanı anlıyorum artık ondan korkmuyorum sadece onu anlayamıyorum çünkü o beni anlamıyor isteklerim olduğu halde beni oraya götürmek istiyor ben hiç istemesemde...