Nerede yoksun ki
Bir koşuktun destanını yazarken
Conk Bayırında, Kocatepe’de;
Denizciydin ‘Nusret gemisi’yle mayın döşerken,
Neferdin ön siperlerde,
İleri karakolum Akdeniz derken
Süvariydin düşmanı Ege’ye döken
Kars’tan Çanakkale’ye top getiren ruh,
Güruh güruh uçan beden,
Şehittin ölmeyi emrederken,
Gaziydin, hattı müdafaa değil,
Sathı müdafaa, bu satıh, vatan sathı derken.
Nerede yoktun ki,
Genelkurmay, Paşa idin,
Hem de halkın (Konguru) Paşa’sı
Ankara’ya dönerken.
Müfettiş, Öğretmen, Başöğretmen,
Anaydın, babaydın evladını giydiren
Ziraatçı, ormancıydın, çevresini korurken
Şan, şereftin şehirleri,
Al bayrakla süslerken;
Köylüsüydün Halil Dayı’nın
Öküzünü geri alırken.
Nerede yoksun ki
Gene önümüzdesin Rasattepe’de doğan
Uyumayan sav, savcı.
Ufkumdasın bir ruh gibi,
Her dar günde ağaran.