Geçenlerde televizyonda bir film seyrettim. Filmin adı "Bucket List" Freeman ve J. Nicholson oynuyorlar. Filmin konusu şöyle; Biri yattığı hastanenin sahibi de olan çok zengin, diğeri ise bir tamirci karakterleri birbirinden tamamen farklı iki insanın hayatları bir hastane odasında kesişir. İkisi de kanser hastasıdır ve kendilerine biçilen ömür en fazla altı aydır. Bu iki farklı karakter bir süre sonra aralarında anlaşmaya başlarlar. Çeşitli tartışmalardan sonra ölmeden önce yapmak istedikleri şeylerin bir listesini yaparlar. Ve hemen uygulamaya kararverirler.
Bu listedeki yapmak istedikleri işlerden bir tanesi de Mısır piramitlerini görmektir. Gerçekten de Mısar'a giderler. İki yaşlı adam bir piramidin tepesine oturur. Zenci ve fakir olan aynı zamanda bir tarih meraklısıdır. Eski bir mısır inancını o doyumsuz piramitlerin süslediği ufka bakarak anlatır.
Bu hikayeye göre antik Mısır'da ölünüp öbür dünyaya gidildiğinde Tanrı insanları cennetin kapısındakarşılar ve sorguya çeker. Tanrı insanları cenette veya cehenneme gönderme kararını vermek için iki soru sorar. Birinci soru "Dünyada yaşarken mutluluğu buldun mu?" , ikinci soru ise "Yaşamın diğer insanlara mutluluk verdi mi?"dir. Bu iki soruya olumlu cevap verenler cennete gideceklerdir.
Filmin diğer tüm sahnelerini bir kenara bıraktım.
Bu soru kafamda takıldı kaldı. Gerçekten ben mutluluğu buldum mu? Ben mutluluk veren bir adam mıyım? Şimdi aynanın karşısında kendime bakıyorum. Aynadaki adam bana bakıyor. Ne kadar çarpıcı bir soru Allahım...