Şimdi adını koyamadığım bir sürü şeyle
oturmuş,
sana bunları yazıyorum.
Tüm o serseriliğim,
kaçamaklarım,
avuç avuç içtiğim ilaçlar,
kendimi zehirlediğim tütün ve arkasına saklanmış tüm o öksürmeler;
hepsi masada!
Kağıt kalem yok bu sefer!
-Söylenen her şey unutulmak için söylenilecek ve hiçbir delil bırakmayacak ardında.
Çok umutsuz başladım, affet!
Kelimelerle sevişip yalnız uyandığım yataklarla ilgili.
Çünkü, sayısız şiiri ezbere bilirken hiçbir şairin duygusuyla aşık olamayan o kadınlardanım ben. Hani aradığını bulamayanlardan! Ya da herkesin aradığını sandığı o adamlardan bir halt anlamayanlardan.. Aşık olunan yanlış kadınlar vardır ya hani, işte tam da onlardan!
(Matah!)
Yine okumadan yazıyorum bak.
Söz veriyorum, delil yok bu akşam!
Bir kara delik olmalıyım, dünyanın bu noktasında başlayıp fezanın bir yerlerinde son bulan! Başka bir açıklaması olamaz bu boşluğun!
Üstelik,
Dağınık saçlarımla öldürmeye çalışıyorum kendimi. Üç gündür üstümden çıkarmadığım çizgili bluzum ve şortumla! Ucu ucuna bağlanan sigaralardan oluşan bir köprü kurdum evimin ortasına; üstünden geçersem cenneti bulacağıma inanıyorum!
Bırak dağınık kalsın, düzene girmiyorsa hiçbir şey! İçine düştüğümüz tüm çukurlar, yolları düzeltmek için açılmadı mı zaten?
Çıldırdığıma inanıyor olman normal!
Çıldırmış olmam da!
Çünkü artık yazmak için yazmıyorum, okunmak için de!
Boğazıma kadar soktuğum parmağımla kusmaya çalışmak gibi,
Ve içimden çıkan her şey;
deliller üzerine!