hani filmlerde
bir yıkım olur
önemli bir şeyin sonu gelir de
toparlanmak için gereken zamanın akışını hızlıca gösterirler ya…
ne kadar kolaydır
o hıza ulaşmak
o film sayesinde
kıskanmamak mümkün mü?
mesela terk edilmiş mahzun bir sevgilinin
tekrar gülümseyebilmesi için gereken zamanı
birkaç kareye bölüp, müziğe dökerler ya…
mesela annesi babası ölen
-bundan böyle- ıssız bir çocuğun
büyümesi için gereken zamanı
içini okumadan, sadece sayfalarını çevirerek gösterirler ya…
“o bir tek filmlerde olur”
adında bir büyüdür bu…
zamanın akışı, zehrin akışı o kadar hızlıdır ki,
iç çekmemek mümkün mü?
XXXXXXXXXXXXXXX
biz bu gerçek sandığımız yerde
-kendi küçük sandığımızda-
zamanın sayfalarını beğenmediğimizde
öyle hemen çevirebilme lüksüne sahip değiliz
Her anını yaşamak zorundayız…
Ayni o filmdeki gibi,
bir kurtuluş var…
o çocuk büyüyecek,
o sevgili gülümseyecek…
ama o ıstıraplı yolda da adım adım yürüyecek…
XXXXXXXX
şimdi yolun neresine geldim bilmiyorum
ama tam burda
“sandığım“ın içine
yaşıyor olmanın mutluluğunu
koyuyorum…
XXXX
mümkün…