Merhaba Sevgili Günlüğüm;
Nasılsın bakalım, iyi min? Beni soracak olursan, şekeri eksik konmuş datlı gibiyim. Yağsız çorba, içi boşaltılmış torba gibiyim. Sakın ha sakın öşerttiğimi(abarttığımı) zannetme. Fazlası yok, eksiği var, içinde bulunduğum haleti ruhiyemin. Ihhh!
Gış gapıya dayandı. Soğuk hava insanı neredeyse yalın ayak çama çıkartdıracak. Odun, kömür dayanacak gibi değil. Çekirdek gibi hemen tükeniyo. Amcanın aldığı civci yemi gadar mayişle garnımızı mı doyuram, kömür mü alam?
Memet Amca’nı sorarsan, keyfi gaçık. Başını magazin programlarından galdırmış, haberlerin ucundan dinlemiş aycık. Eşit işe eşit ücret düzenlemesinde emekliye zam yokmuş diye söyleniyo sabahtan beri. . Bu hökümet biz emeklilere, ölecek hasda gözüyle bakıyo galiba diyo. Günaydın dedim, günaydın. Aklın yenice mi başına geldi? RTÜK üyesi olmak varmış be sevgili günlüğüm. Niye mi? RTÜK üyelerine yapılan ve yıllardır tartışılan aylık 2 bin 500 liralık kira yardımının kaldırılması önerisi, oy çokluğu ile reddedilmiş. Adamların aldığı kira yardımı, Memet Amca’nın çıplak mayişinin tam altı katı. Yüksek mayişlerini de kira yardımının üstüne koy, al sana ballı börek. Bu üyelerin ayrıcalığı ne, bi türlü anlayamadım sevgili günlüğüm. EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET dedikleri bu demek ki.
Diyom ki içimden; bizim torunlar RTÜK üyesi olamadılar, hiç olmazsa TBMM’de müşavir olsalardı. Çünkü; onların da bi elleri yağda, bi elleri balda. TBMM’de 87 müşavir varmış. Bunlardan bazılarının aydan aya bankamatikten maaş aldıkları, adreslerinin bile bilinmediği ortaya çıkmış. Ya sevgili günlüğüm; şinci anladın mı kendimi nuçun yağsız çorba gibi hissettiğimi ?
Ortanca torun, işsiz güçsüz geziyo iki yıldır. KPS’de 4 soru bilen işe girdi, bizim torun 70 puanla ortada galdı iyot gibi. TBMM’ nin eksik veya ilâve kadrolarını yandaşlarla, akrabalarla doldurmuşla. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, akraba atamalarını doğrulamış. Pişkin pişkin, “Yıllardır TBMM’ye her siyasi partiden sayın milletvekillerinin kendi iktidar dönemleri olsun olmasın taleplerde bulundukları, ancak bunların özgeçmişlerine göre değerlendirilip, sınavsız alındıkları bir gerçektir’’ demiş. Öyle saklı gizli değil, aleni yapıyola torpili.
Bu haberleri de öyle her gazetede okuyamazsın sevgili günlüğüm. Çünkü yazmazlar; yazmazlar da, lüzumsuz haberleri yazarla. Meselâ nasıl mı? Al işte bir örnek: Neymiş efendim; Başbakan'ın yaşıtı 270 bin kişi varmış dünyada. Başbakanın doğduğu günden bu yana, dünya nüfusuna 4.3 milyar kişi eklenmiş. Habere bak! Sana soruyom sevgili günlüğüm; bize çok mu ilâzım, başbakanın kaç yaşıtı olduğu; başbakanın doğumundan sonra dünyanın nüfusuna gaç kişi eklendiği ? Bu bilginin kime ne faydası var? Amaç, birilerini hep gündemde tutmak, yağ çekmek.
Torunlar da beni çok üzüyo sevgili günlüğüm. Gocaman torun, gafasını sıfıra vurdurmuş gış günü. Bu soğukta, gabak gafayla dolaşıyo. Saçı gürleşirmiş, sık sık kestirirse. Bi gün seni içeri atarlarsa gününü görürsün dedim. Nuçun diye soruyo. Hopa olayları sırasında tutuklanan ve cezaevinde saçı kesilen arkadaşlarına destek için saçlarını kazıtan gençlerden 3'ü tutuklandı. İddianameye “ tanınmamak için saçlarını kestirdikleri ” yazıldı. Senin habarın yok mu dedim. Şaşırdı çocuk. Benzi ağardı kireç gibi. Torunu bi gorku sardı sevgili günlüğüm, bi gorku sardı, sorma. Başına peruk arıyo şinci harıl harıl. Akılsız gafaya ne de yakışır ya peruk.
İçim acıyo sevgili günlüğüm. AKP milletvekili İhsan Şener “ Yunan tarihinde Ege’de Türklerle savaş yok. Bütün şehitlikler, temsili. Ankara Hükümeti’nin meşruiyeti için bazı şeyler yapılmış.” demiş. Allah’tan da mı korkun yok be adam? Tarihini inkâr edenden, Türk Ordusuna, şehitlerimize saygı duymayandan , onları yok sayandan bu memlekete ne hayır gelir?
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım; Gelibolu ilçe kongresinde yaptığı konuşmada Demirel’in taklidini yapmış da, ahaliyi güldürmüş, alkış tufanı kopmuş. Sen bakan mısın, milleti güldürmekle görevli şovmen misin? Bu ülkede başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış biriyle alay etmek, bir bakana yakışır mı?
Bu memlekete hizmet edenler, hele hele cephede düşmanla savaşarak kan akıtanlar, canlarını verenler bizim için kıymetlidir. Onlarla alay etmek, onları yok saymak, inkâr etmek; o kişileri küçültmez. Aksine daha da kıymetlendirir. Ege’de Yunanlılar’la yapılan savaşı yok saymak, şehitleri, şehitlikleri inkâr etmek; Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Cumhuriyet’i inkâr etmektir. Bazıları bunu açık açık söylemeye şimdilik cesaret edemiyor. İşte, onların adına ben söyledim.