mi Soledad (Yalnızlığım)

mevsimlere karşı korumalı insan kendini.. yalnızlık zamanlarına alışılmaz ama yalnızlık tek dostunuzdur başbaşa kalınca şaşırmadığınız

yazı resim

Yaz biter, hüzün başlar en incesinden..Üzüldüğümüz tek başına geçen bir yazın daha gitmesi olabilir. Ya da gelecek kışın soğuğunda sizi bekleyen bir sıcak el olmaması. Hayat ne kadar biz idare ediyoruz desek de yalnızken daha çekilmez oluyor . Yazın neşeli güneşinin altında sahil aşklarına özenseniz de, arkadaşlarla geçirilen şamatalı günler unutturur her şeyi. O nedenle sıcak günler o kadar batmaz içinize. Ne de olsa yaz aşkları geçici olanlardır
Büyük aşklar ise sonbaharda yaşanır.

Romanlara filmlere baktığınızda ayrılıkların, acıların, hüznün mevsimdir sonbahar.. Bu kadar gri bir göğün altındayken yalnız olmak da korkutur haliyle.
Yaza başlarken hazırlanıyoruz da esas en çetin mevsime kışa hazırlanan var mı hiç bilmiyorum. Kalbinizin derinlerinde açılmış yaraların,saklanmış anıların ortaya çıkması için zayıf bir anınız olması yeterli biliyorsunuz ki. Uzun, bitmek bilmeyen kış geceleri hayatınızda geçmişi unutturacak birileri yoksa daha zor geçecektir.Anılar kovalar sizi bir odadan bir odaya. O halde bu zor mevsime hazırlanmak lazım.
Nereden esti simdi bu yazı derseniz gecen hafta bir arkadaşım çok güzel bir şey söyledi. Yine aramızda gecen her gün aynı hayatı yasıyoruz konuşmalarının birini yapıyorduk. Bana dedi ki“Ben sadece asık olduğum zamanlarda mutluyum. Karşılıklı olmasa bile olur. Ancak o zaman sorunlarımı,sevmediğim işimi,bana ait olmayan hayatımı görmüyor katlanma gücünü buluyorum.Hayat daha çekilir hale geliyor”..
Aşk bir çok derdin panzehiri aslında. Biz anlamasak da yanı başımızdan geçip gidiyor. Her konuda olduğu gibi kıymet bilmezlik yapıyoruz yine,hayatı sonsuz fırsatları sayısız sanıyoruz şairin dediği gibi. Oyunlara,kaprislere ya da bencilliğimize kurban ettiğimiz bir öykü daha kapanıyor ardına bakmadan.Sonrası mı? Sonrası 60 yaşında ben hiç aşık olmadım ki diyen kendi sesimiz.
Sonrası keşkeli cümleler en acılısından. Sonrası kocaman bir mevsim, beklenen bir başka bahar.
Ama bir gün gelecek yeni bir mevsim kalmayacak yaşanacak. Kayıp giden zamanın arkasından bakakalacağız.Bir kendimiz bir de yalnızlığımız olacak el sallamaya gelen.O halde hüznün mevsimine hazırlanırken bunları da ekleyelim listemize.
Elimize gecen fırsatları ne kadar iyi sahipleniyoruz. İş ,güç, aile derken en büyük enerjimizi birini sevmekten alabileceğimizi unutuyoruz. İşin ucunda sevilme ihtimali varsa gidemeyeceğimiz yol, aşamayacağımız engel olmaz. Ama ayaklarımızın dibine gelen fırsatları da harcıyoruz gecen günleri harcadığımız gibi. Biraz daha özen o halde. Daha dikkatli tutun sevginizin elinden.
Yoksa da kendi ellerinizi bırakmayın emanet edecek birini bulana kadar. Yalnızken pek keyifli geçmiyor güz akşamları.
Peki ne yapalım nedir reçete deseniz var birkaç formül. Yaz henüz elini çekmemişken üstümüzden güneşin keyfini çıkaralım.Neşe depolayalım. Isısı düşmesin kalbinizin.
Yalnızlıkla baş başa kalmamak için daha çok eş dost toparlayalım etrafımıza. Gözlerimizi daha net açalım dünyaya. Anılar sizi kovalamaya başlamadan siz açın defterleri, mektupları,bir kez daha seyredin geçmişi. Sonra kapatın bir başka mevsime kadar.

Yaz boyu sahillerde çekilmiş pozlarınızı asın odanın dört bir yanına. Güneş hep doldursun böylece içinizi. Müzik setine koyun bir güneşe veda hediyesi.
Dinu Lipatti veya Chopin Waltz C minor size tavsiyem. Kapayın gözleri. Bırakın müzik alsın götürsün sizi.

Yalnızlığın keyfini çıkarın bir süreliğine.
Ama bir süreliğine. Şiirler yazın mevsimlerinize.Ya da en kolayını seçin. “Aşık olun.”
Siz anlatın ben dinliyorum….

]

Başa Dön