Mersiyem...

yazı resim

sünger eyler bünyem tükenip takat
feleğin çelmesi bandırır beni
gökten ne yağmışsa kabulüm fakat
vakitsiz gelmesi yandırır beni

bir sabah içemez demli çayları
gevşeyen ruhumun keman yayları
hasretin duyduğum bahar ayları
nisan yağmuruyla yundurur beni

ibret levhasıdır türbeyle yatır
ecel daim başta saymıyor hatır
elin oğlu sallar pek keskin satır
bir tahta misali yondurur beni

korkarım akibet birgün niyazi
cansız hayalime bakarsın bazı
simsiyah saçlarım olsada mazi
geçen yıl ki resim andırır beni

ben buna üzülmem doğaldır gayet
her beden ölümü tadar der ayet
derin yar çağırır adım nihayet
iştahlı muhteris sindirir beni

dert açtı alnıma derin çizgiler
bağrımı sızlatır yanık ezgiler
ezrail belkimde katremi siler
sarmalar yaremi dindirir beni

garibim ayakta yoktur çorabım
baykuş tüneyen ev kadar harabım
huzuru kem kader rahı turabım
arzı endam ile sundurur beni

soğuk suyum üste tas tas boşalır
takunya sayesi dilim sus alır
yıkarken bakarsın boyum kısalır
imam lastik misal sündürür beni

beline bağlanan kemer ip idi
dostlarım serseri türü tip idi
başıma toplaşır üç beş zibidi
imamın kayığa bindirir beni

diyordu ki bizim müftünün falih
ecik torpil varmış isen ki salih
manzara olurmu bilmem ki talih
acaba nereye kondurur beni

muhatap bulsam bir ehli sünneti
teklifim becaiş rica minneti
mukimim çıkmasın eşek cenneti
küçücük çocuklar kandırır beni

merakım celbeder yese taş kafa
ısırırım dili hangi tarafa
tut ki gergedanız yahut zürafa
gıyabımda rahmet ondurur beni

kiraya gelirler her ayın dörtü
etimi kemirir böceği börtü
ısıtmaz incecik kefenin örtü
üşürüm soğuklar dondurur beni

benzemesin dünya hayat aynına
yıllar ağır yafta asar boynuna
genç yaşta girmeler toprak koynuna
hakkaten bir maymun sandırır beni

kabir azabı var hallerin yaman
karakaş gözüne acımaz zaman
heyülamı siler vermeyip aman
üfleyip mum misal söndürür beni

ağyarı beğenmez erbabı bendim
yaşarken mersiyem yazardım kendim
arada merhaba gönder efendim
yeniden hayata döndürür beni..

Başa Dön