]
Ey bu dünyanın 'adalet' dagıtanlar
Bir soru soracagım size olur mu
Eğer muhattap kabul ederseniz bu kulu!..
Korkmayın çok zor degil soracağım soru.
Ey bu dünyanın 'adalet' dağıtanları
Merktandır, yoksa soramazdım bunları
Ki siz efendi ben köle, siz haklı ben suçlu
Siz hükümdar ben geda, af edin kusurlarımı
Meraktandır;
Terazinizin bir ucu yamuk mu
Yolsa 'vicdan' denilen olgu sizde yok mu
Ne istersiniz beşikte yatan bebekten
Ana kucağında süt emen yavrudan
Oyun oynamak isteyen çocuktan
Ve yaşamak istiyen suçsuzdan
Meraktandır;
Hep bir ideal peşindesiniz bilirim
Bende suskumluğumla sizin gibiyim
Yanlız! meraktandır söyledim
Hedefleriniz bu kadar ulvi de
Bizim haberimiz yok mu?
Medeniyet diye yıktınız başımıza kubbeleri
Demokrasi aşkına yagdırdınız füzeleri
Peki, sonunu hiç düşünmediniz mi
Yoksa siz Firavun, masumlar nil üstünde beşik mi
Ve sen ey Demokrates'in muhteşem kılıcı
Keskinliğin sadece masumlar için mi?
Meraktandır;
Ve sen ey Gökkubbe
Nasıl kaldırırsın bunca yükü
Ana kucağında ceset yavruya dayanamazken ben
Bütün zulmüyle yüklendin sen dünü, bugünü
Bilirim çatırtılar gelir yüzyıllardır senden
Bu kadar zulme isyan ediyor gövden
Yıkıl, yıkıl altında kalmaya razıyım
Yıkıl ki anlasın kainat derdini
Yıkıl ki ruhsuz sanmasınlar bedenini..
Sen bi tavrını koy hele
Anlamazsa keder utansın...
Meraktandır;
Ey bu dünyaya 'adalet' dagitanlar
Hiç düşünmediniz mi hesap vermeyi
Yoksa, akılsız mısınız,
'Hesap vermez' sanacak kadar kendinizi
Ölümsüz mü tahayyül edersiniz cisminizi
Ebede kadar böyle kaselizlerinizle...
Bu bile akılsızlığınızın sabit belgesi
Ey bu dünyaya 'adalet' dağıtanlar
Siz siz olun 'yüce adaletinizle' kesin hesabı
Ve bu bunak gezegende çekin cezanızı
Yoksa, ahdim olsun, kendi ellerimle
İteceğim sıraaten aşağı sizi
Ama nefretle değil, o bile çok size
Sadece şehit bebeklerin yüzlerindeki tebessümle... ]