Mahşer

kim taşıyabilir 3 kişilik bir sevdayı?

yazı resim

MAHŞER

kaynayan dalgalarla dolmuş içim
fokur fokur gürüldüyor gözyaşlarım

gönlüm bir bülbül
acı acı bağırmakta
ağzımı kapamış,
sevdalı ve suskun
sarı bir gül

hangi kelime yaraşır
hangi cümle yaklaşır
bu manasız mutlağa?
hangi imge simgeler ki?
bilemiyorum.
konuşamıyorum.

korkuyorum içimdeki gerçek
seni de ürkütür mü ?
korkuyorum içimdeki dillenirse
yitirirsem seni!
korkuyorum,
kaybedersem kendimi!

Ah aşk;
yükseklik korkusu misali
midesine kramplar sokuyor aşığın
sıyrılamıyor zihin
nerde mantık oyunları?

saflığıyla bir meleği andıran
güzel yüzüne,
hep kararsızlığıyla uğraşan
şehla gözlerine
söylemek isterim kaygılarımı.
ben de inanıyorum ki
sensin en çok anlayan beni
ama yüksekteyiz
düşmeden, düşürmeden
birbirimize sokulmalı
yoksa yaralı cesetler olur
aşkın kahramanları

ay parçası der bana annem
paramparçayım
ay kadar yalnız
ay kadar karanlık
ay gibi yansırım
dolu dolu, kıpkırmızı
dolunayım senin yanında
yarım kalırım kendi boşluğumda
hilal oldum
ne var, ne yokum yokluğunda

sezemiyorum ki
hangi yolun ayrımındayız?
ayrılık mı ayırır yalnızlığımızı
yalnızlığımıza mı sığınır anılarımız
yeni hatıralar biriktirmek için
çok mu erken gelmişiz
çok mu geç kalmışız birbirimize?

Anlayamıyorum ki
beni nasıl sevdiğini
kimliğim var mı sende?
dosta dürüstlüğün
şefkate açlığın var sözlerinde
dinle beni diyorsun her seferinde
ama sadece
güzelliğin kadınıyım şiirlerinde

sırtıma yüklediğin
tonlarca ses...
kalbime saldığın
sıçrayan ateş...
güçlü müyüm sanıyorsun
söndürebilecek kadar ?
toplayamam külleri
kül olurum kül ...
küskün müyüm sanıyorsun
hayata, 3 kişilik bir sevdayı
taşıyacak kadar
kaldıramam yar
kambur olurum

huzurun hayalini kurmuşum
mutluymuşum
umutluymuşum
en zayıf anımda
sana tutulmuşum
belki tutunmuşum
belki söylediğin
ilk cümleye dönmeli
‘’kullanıyorum seni’’

sen paylaşabilir misin
eşinin ellerini ?
sen bölüşebilir misin
aitliklerini ?
kim bilmek ister
sevdiğinin sevdiğini?
kim sevmek ister
yaralı bereli
pişman ve düşman
ve değişken
bir atlı beyaz prensi?

sana aynı gözden bakan
iki dişi gırtlağında
tutulmuş bir soluksun şimdi

yalvarmak isterdim sana
kapanmak isterdim ayaklarına
‘’ne olur sev beni, eskit beni’’
ama dedim ya konuşamıyorum
kursağımda düğüm düğüm
hüznünün izleri
benim de biterdi elbet
gözümde yaş
kirpiklerim yaralı kuş
nefesine muhtaç
bir cenin kadar küçük
ve korunmasız kalabilirdim
ama gösteremem sana
çünkü aşkımızın şu aşamasında
üzülme hakkı düşmüyor bana

ben de bilmiyorum
nasıl oldu bütün bunlar ?
bahsedilen ışığın hızı mı bu?
kazıdığımız masalın
zehirli kanı mı bu ?
çünkü yanıyor ciğerim
ciğerimsin...
yüreğimin efendisi,
düşlerimin suretisin
nasıl cayarım senden?
anlat bana ne istediğini..
sözleri hançer,
hisleri mahşer sevgili...

söyledim ya
öyle seviyorum ki
kendi ellerimle bırakırım
olmak istediğin yere seni ...

mahşer bana miras kalır...

kaynayan dalgalarla dolmuş içim
fokur fokur gürüldüyor gözyaşlarım

Gülçin ELGİN
03/10/2007

Başa Dön