Kurtulmanın vakti geldi sessizlikten
Ruhumuza giyip çıkardığımız düşleri satmalıyız
. . .
Müziğin kuytu yerinde unutulan kimliklerle
Başlayıp bir dizeye bitirmeliyiz yoksul demi
Uyluk kemiğine yağmur yağar ilk düşüncenin
ve çünkü / bildirmiştir kuşlara ölümü ve dünyanın
Bir yol haritasının orta yerinden yırtılışı olduğunu
Uykusuz ve günahsız insan refleksinin çağlayanı
. .
Maksatlar kaybolurken bir bir kalabalık sisinde
Tortuları şekillenir aşkın bir kurşunluk canıyla
Vurulması olası unutkanlık sürgününde yüreği
ve asla / harflerin kurtaramadığı boşlukta söz
Vermemeli . . .
. . .
Kurtulmanın vakti geçiyor sessizlikten
Ne çok sıra varmış soyunmak isteyen ne çokmuş
Emre Gürkan Kanmaz
KARŞIN / Sayı 16 / Kasım - Aralık 2009
* Eski Türkçede 'Gayrı' anlamına gelmekte