Ufukta mest-i rengin bir hayâl-i giryân,
Hicâb-ı şâm içinde ırgılır mâhîsîn,
Deniz ki sîne-i bî-kayd ü bî-karâr bir âh,
Gezer hayâle benzer sûr-ı pür-muhâlisîn.
Neşîde-i semâdan dökülür envâr-ı dûr,
Felek safîha-i hulyâda bir nigâr gibi,
Şeb-i sükûn, denizde bir vaveylâ-yı sînâ,
İçimden âşinâdır, ey gam-ı nihân, seni.
Serâp misli gülşen sanılır ufkun rüyâ,
Füsûn-i mâvîlerde kaybolur hâli-i zâr,
Deniz, o mest-i mâzi, dalgalanır hülyâda,
Bir eski rûz-ı şebnem, bir hicrân-ı hümâr.
Akşam ki bî-huzûrun kanatlarıdır hâlâ,
Dökülür âh ü feryâd her damarda seyrân,
Zamân denizle bî-pâyân bir murâd hâlâ,
Sürükler âteş-i firkâtle bu devr-i Sâye.
(Feilâtün/Feilâtün/Feilâtün/Feilün)