Kurana Dayalı İslam ile Kalplerdeki Huzurun Keşfi

Kuran, insanlığın hem dünya hem de ahiret saadetini hedefleyen ilahi bir rehberdir. Ancak ne yazık ki, birçok insan Kuranın mesajından uzak bir şekilde yaşamaya devam etmekte ve İslamı kültürel gelenekler, mezhepler ve hadislerle sınırlandırarak gerçek huzuru bulamamaktadır. Oysa kalplerin huzura ermesi, yalnızca Kuranın rehberliğinde, Allahın zikriyle mümkündür.

yazı resimYZ

Bismillahirrahmanirrahim.
... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28)
Kuran, insanlığın hem dünya hem de ahiret saadetini hedefleyen ilahi bir rehberdir. Ancak ne yazık ki, birçok insan Kuranın mesajından uzak bir şekilde yaşamaya devam etmekte ve İslamı kültürel gelenekler, mezhepler ve hadislerle sınırlandırarak gerçek huzuru bulamamaktadır. Oysa kalplerin huzura ermesi, yalnızca Kuranın rehberliğinde, Allahın zikriyle mümkündür.
Kuran, birçok ayette bizzat kendisini zikir olarak tanımlar:
İşte bu (Kuran), sana indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. (Enbiya Suresi, 50)
Allahın zikri, Kuranı anlamak, hükümlerini yaşamak ve hayatın her alanında rehber edinmekle mümkündür. Zikir, sadece Allahın isimlerini tekrarlamak veya belirli ritüeller yapmak değildir. Zikir, Allahı hayatın merkezine alarak Onun emir ve yasaklarını uygulamaktır.
Bir insanın mutmain bir kalbe sahip olması, Kurandaki İslama iman etmesi ve bu imanı hayatında tatbik etmesiyle mümkündür. Kuran şöyle buyurur:
Allah bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerindeki durumu değiştirmedikçe değiştirmez. (Rad Suresi, 11)
Bu ayetten anlaşılacağı üzere, huzur ve mutluluk için insanın önce zihnindeki batıl inanışları terk etmesi gerekir. Mezhep, hadis ve kültürel hurafelerle örülmüş bir anlayış, insanın Kurandaki İslamı anlamasını engeller ve kalpteki huzursuzluğu artırır.
Birçok insan, İslamı Ortadoğu kültürüyle özdeşleştirmekte ve Kuranın mesajını bu kültürün dar kalıpları içinde görmektedir. Ancak Kuran, bu kültürel kalıpları aşarak evrensel bir rehberdir. Kuran şöyle buyurur:
Size ne oluyor ki, Allahın kitabından bir kısmına inanıyor, bir kısmını inkâr ediyorsunuz? (Bakara Suresi, 85)
Ortadoğu kültürünü İslam zannederek yaşayan toplumların kalplerinin mutmain olması mümkün değildir. Çünkü bu anlayış, insanları Allahın dini yerine insan yapımı sistemlere yönlendirmektedir.
Kurana dayalı bir hayat, insana yalnızca huzur getirmekle kalmaz, aynı zamanda onun ahlaki ve manevi değerlerini de yükseltir. Allahın şu emri, Kuranın insan için ne denli önemli bir rehber olduğunu açıkça ifade eder:
Şüphesiz bu Kuran, en doğru yola iletir. (İsra Suresi, 9)
Kalplerdeki huzuru bulmanın yolu, Kurandaki İslamı kavramak ve bu anlayışı hayatın merkezine koymaktır. Mezhep, hadis ve kültürel kalıplar, insanı yalnızca sapkınlığa ve huzursuzluğa sürükler. Ancak Kuranın aydınlık rehberliğine teslim olanlar, gerçek mutluluğu ve iç huzurunu bulabilirler:
Ey iman edenler! Allaha ve Resulüne itaat edin ve işittiğiniz halde yüz çevirmeyin. (Enfal Suresi, 20)
Bu çağrıya kulak vererek Kuranın rehberliğinde bir hayat sürmek, hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve saadet kaynağı olacaktır.

Başa Dön