İri, siyah gözlerini dünyaya açtığında küçük midilli
Gördüğü ilk şey gözlerini kamaştıran yoğun ışık kümesiydi...
Ve sonraları yine o tarafa ne zaman baksa, ışık topunun parlamaktan asla vazgeçmediğini öğrendi.
Zamanla büyüdü ve annesine sordu; o büyük parlak top da neydi?
“Güneş” diye yanıtladı annesi, midilli bu isimden çok etkilendi
Her gün, her saat o tarafa bakıyordu, ne zaman ahırdan çıksa gözlerini kaldırıp, yönünü güneşe çeviriyordu
Ondan sonra doğan atlar amaçsızca koşarken, o hep batıya koşuyordu güneşi kaybetmemek için, çitler onu engelleyene dek
Derken midilliyi eğitmeye başladı seyis
Çok zor günler geçirdi midilli ve ne zaman kendini kötü hissetse, Güneş’ten umut aldı
Onunla konuştu, hayaller kurdu, kimse, hiçbir at, hiçbir midilli küçük midillinin hayallerini umursamadı, gülüp geçtiler
Onlar gülerken midilli onu tek dinleyenin Güneş olduğuna inandı, hayallerinde ona da yer verdi ve öyle bir zaman geldi ki
Güneş tüm hayallerini kapladı!!..
Artık güneşe aşıktı, parıltısına renklerine...
Ve hep ona ulaşabilmek istedi, birkaç kez çiftlikten kaçmaya çalıştı
Hatta birinde bacağı ağır biçimde yaralandı
Yine de o hiç yılmadı, hep sevdi, hep çalıştı, ulaşmaya çabaladı
...
Sonunda çitleri rahatlıkla aşabilecek boya ulaştı ve hızla aşkına kavuşabilmek için harekete geçti
Koştu, koştu, koştu...
Çoook uzaklara, diğerlerinin onu bulamayacağı kadar uzaklara...
Sonra yoruldu, gözlerini açtığında güneş tam tepesindeydi
Onun altında öylesine huzurluydu ki...
Fakat saatler ilerledikçe güneş batıya gitti
O uzaklaştıkça midilli ona yetişmek için koştu, koştu
Yorulunca durdu, durunca sevgilisi onu terk etti
Zamanla daha hızlı koşmaya başladı ama
Ne kadar hızlı koşarsa koşsun, Güneş onu her defasında terk etmekteydi
Günlerce bu böyle devam etti
O hep sevdiğiyle olmak istedi, ama sevdiği onu hep terk etti
Günler sonra bu koşuşturmanın ardından, midilli bir maviliğe ulaştı
Bu mavi öyle büyüktü ki, koşamaz, bunu aşamazdı
Gözleri doldu midillinin, artık sevdiği için koşamayacaktı
Gözyaşları önünde upuzun uzanan mavilikle buluştu...
Üzülmüştü, ama ertesi gün görecekleri onu daha çok üzecekti
Uyandığında güneş yine tepesindeydi, sanki ona gülümsüyordu
Hüzünlü gözlerle baktı biricik aşkına midilli ve gözünü ayırmadan onun uzaklaşmasını izledi...
Çoook uzaklara gitti Güneş, sonra alçalmaya başladı, onun maviye yaklaştığını gördü midilli, sonsuz maviliğe...
Güneş alçaldı, alçaldı...
Ve maviyle buluştu! Işığını buluştuğu noktada maviye döktü
Mavi; üzerinde turuncu, kırmızı, kızıl renklerle mutlu mutlu parıldadı.
Gerçek buydu demek!...
Güneş her gün maviye duyduğu özlemle hızla ilerlemekte ve her akşam gün batımında maviyle buluşup, sevişmekteydi...
Küçük Midilli
İri, siyah gözlerini dünyaya açtığında küçük midilli Gördüğü ilk şey gözlerini kamaştıran yoğun ışık kümesiydi...