Konuşulanlar Gerçek mi?

konuşulanlar Gerçek Mi?

yazı resim

Çevremize şöyle bir bakalım. Komşularımız neler konuşuyor. Yolda işine gidenler neler konuşuyor. Veya evimizde oturup televizyon kanallarını tarayalım kaç farklı kanalda kaç farklı kişi kaç farklı şey konuşuyor. Okulda öğretmen, evde anne, sokakta arkadaşlar neler konuşuyor. Çoğu insan bana ne deyip kendini rahatlatabilir ama şöyle bir sorunla karşı karşıya kaldığımızı söylemek yanlış olmasa gerek.

Konuşuyoruz. Evet tüm herkesin ortak yanı. Ama öyle konuşuyoruz ki gerçek konuşmaya sığdırılmış ve tüm konuşulanlar gerçek zannedilir hale gelmiş. Halbuki nice konuşulmayan gerçekler vardır. Gerçeğin peşine düşen nice kişilerin sorduğu soruların cevapsız bırakılışı vardır. Gerçeği yazmaya çalışmış nice kişilerin yayınlanmamış yazıları vardır. Gerçeği filmleştirmeye çalışanların nice yayınlanmamış filmleri vardır. Yani dostlar gerçekler konuşulanlardan az değildir. Ve günümüzde konuşulanların hepsi de gerçek değildir.

Ne diyordu kutsal kitap; hiçbir şey yok iken sadece söz var idi. Evet söz vardı. Hakikati anlatabilmek için. Söz vardı gem vurulmaya kabullenmeyen. Söz vardı gerçeği, gerçek için anlatan. Ama insan bunu bozdu. İnsan sözü çıkarları için kullanmaya başladı. Konuşulan sözler hakikat ve gerçeklikten uzaklaştırıldı. Sokaklarda gerçeklik dil oyunlarıyla yozlaştırıldı. Hatta bu konuda Platona hak veresim geliyor. Retorik çiler (ben günümüz siyasetçileri diye tanımlıyorum) onları. Hakikati, gerçekliği söz oyunlarıyla absürdleştirdiler. Hakikat öyle basitleştirildi ki ne Tanrının önemi kaldı ne de kutsallığın değeri. Tüm bunları göz ününde bulundurarak günümüzdeki yayıncılara sesleniyorum:

Her şey söze indirgenmez ve indirgenmemeli. Yayınladığınız şeyleri menfaat için değil de hakikat ve gerçeklik adına yayınlayınız. Çünkü insanların hakikati bilmesi ve hakikat a göre yaşaması gerekir.

Tabi ki yaşam tarzınız pragmatizm değilse. ] ]

Başa Dön