Kendimden Geriye Günlükler

Ağır bir dil ile kendinden geriye giden hayatı tutmak.

yazı resim

5.5.2007

Bu oyunlardan sıkılıyorum, her şeyi kurgusuz yaşamak istiyorum. Bir baba istemedim, Tanrı neden yarattı? Neden seçme imkânı olunmayan her şey Tanrı’nın kudretine bağlanıyor? Bu acizlik değil mi? Annesini, babasını seçemediğimiz gibi, sevdiğimiz şeyleri de biz seçemiyoruz. O kadar güçlü bir şey yaratılmış ki… Bu bağı önlemek, parçalanmış bir bedeni dikmekten daha zor. Daha kasvetli.
Bilmiyorum,insanlara neden karşılıksız duygularımı veriyorum.Biri gelip,biri giderken ben hayatlarda ucuz bir terminal gişesi olarak bilet kesmek zorunda kalıyorum.Ben yol üzerindeki bir handan öte,mavilere boyanmış,varacakları yere ne kadar kaldıklarını hatırlattığım bir tabelayım,tek farkım hem otobüs,hem şoför,hem tabela ve üzerime basılıp geçilen yol olmam.Ben neden bu şekilde yaratıldım yada bunları neden yaşamak zorunda kaldım.Dokunmaya korktuğum mutluluklar,yakınken birkaç dakika uzaklıkta olan kadınlar.Neden benim arkamda kimse yok diye ağladığım zamanlarda nerdeydi Tanrı?O da mı sevgilisiyle bulutlar arasında sevişmekteydi?O gece çok ağladım,neden hiçbir işaret yollamadın,peygamber mi olmam gerekirdi,meleğinle sevişmem için?Bu kadar mı dargınsın,sırtın dönük?Elindeydi,düşebilirdim annemin keselerinden,hiç olmadı bir demir parçalarıyla ilk önce suratımı,kaşlarımı,gözlerimi parçalayıp,bir tabağın içinde çöpe de attırabilirdin?Ben neden geldim,yeter aldıkların,verdiklerin?Senden bir şey istemeden verme,tiksiniyorum şu huyundan,kudretinden sual olunmaz tavrından.Bu hapları attıkça sana çatılıyorum,fark ediyor musun?Teşhisler,tanılar arasında kafamı bulandıran doktorları da sevmiyorum,beyazlar seni hatırlatıyor,beyazlar benden aldıklarını hatırlatıyor.Hatırlıyor musun? …Mayışıyorum, fazlaca aldığım bu hapların hiçbir etkisi olmadığını yine görüyorum. Verilmesi, alınması ve umut beklemesi… Zamanı bunlarla tüketiyoruz, seni düşünmemiz gibi. Hap gibisin farkında mısın? Benzetebilir misin kutsal Tanrı, tek kutu içerisinde beyazlara bulanmış, drajelere kendini? Duymuyorsun, fark ediyorum. Ben sadece, bulutlardan boşalan yağmurun orgazm çığlıklarını, şimşeklerle sevişmesinde sana gülümsüyorum, sadece o an. Sen berbat sevişiyorsun…

Başa Dön