Kemal Bey İle Servet Usta

Kemal bey ile Servet usta aynı mahallede otururlardı, / Ve aynı sıraları paylaşırlardı ilkokul çağlarında / Birlikte taş atarlardı sapan ile armut ağacına da / Bir gün taş, caminin penceresine isabet etmişti kazara / Çok korkmuşlardı, çocukluk işt

yazı resim

Kemal bey ile Servet usta aynı mahallede otururlardı,
Ve aynı sıraları paylaşırlardı ilkokul çağlarında
Birlikte taş atarlardı sapan ile armut ağacına da
Bir gün taş, caminin penceresine isabet etmişti kazara
Çok korkmuşlardı, çocukluk işte, çarpılacaklarını sanmışlardı…

Sonra yolları ayrıldı ortaokul çağlarında
Kemal bey büyük şehire gitti, kolejde okumaya
Servet usta ise çıraklığa başlamıştı bir tamirci dükkanında

Kemal beyin gözü yükseklerdeydi, hedefleri vardı
Servet çırağın ise hayali küçüktü, meramı usta olmaktı…
Tornavida, ingiliz anahtarı derken iyi bir usta oldu sonunda
Kemal bey ise koleji bitirmişti bitirmesine ama hedefini tutturamamıştı
Kasabaya dönüp politikaya atılmıştı…

Havasından mı, suyundan mı, kasabada işi yaver gitmişti
Bir partinin belediye başkanlığı adayı oluvermişti
Havası yerindeydi… Ankara’ya gidecek yolda besmeleyi çekmişti

Günler gelip geçiyordu, Kemal beyle Servet usta pek görüşmeselerde
Kemal bey seçimin, Servet usta ise geçimin derdindeydi…
Bir gün çok önemli bir mitinge giderken arızalandı seçim otobüsü de
Servet usta yetişdi imdadına Kemal beyin, yetiştirdi onu mitinge…

Kemal bey çiçeği burnunda başkan olmuştu ve Servet ustanın adı dilinden hiç düşmüyordu
Her fırsatta; “Ben bu seçimi Servet ustanın sayesinde kazandım” diyordu

Kasabada günler genelde sakin gelip sakin geçiyordu…
Ama bir sabah Servet ustanın dükkanının önünde bir velvele koptu ki…
Servet usta parmağına vurduğu kanlı çekiç ile birlikte fırladı dışarıya…
Parmak acısı da birşey mi? Şoke olmuştu gördüklerinin karşısında
Bir grayderle bir de dozer eşliğinde polisler, zabıtalar ve başkan Kemal bey en ön safta;
“Servet usta! Servet usta! Yıkacağım dükkanını, ruhsatsız yapıymış” diye bağırıyordu
“Yapma başkan! Biz seninle eski arkadaşız, kankiyiz, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi,
Ne yaparım ben sonra? Başımda beş horanta, elime bakıyorlar, birde hasta ve yaşlı bir ana…”
“İş ayrı arkadaşlık ayrı, yasaları uyguluyorum ben, kusura kalma.”
Ve dükkanın bacasıyla birlikte başına yıkılıverdi Servet ustanın dünya…

Eski dost düşman olmazdı ama bu olay Servet ustanın iflası olmuştu,
Başkan Kemal beyin ise kasaba daki en büyük icraatı…

Rotterdam, 22-06-2003

Başa Dön