Kelebeğin Öldüğü Yer

Yaprakların düşüş sesini hayal etti. Martıların sevişir gibi ağlamasını hayal etti. Bir çocuk uyandırdı onu. Islaktı, çöp kokuyordu. Para istedi. Ama tüm parasını serbest bıraktığı o kuşa vermişti. Nazikçe reddetti çocuğu. Arkasını döndü. Çocuğun ettiği küfürü duymamazlığa geldi. Yürüdü, yürüdü, hiç bir şey duymadan yürüdü.

yazı resimYZ

Biri bağırıyordu. 'Bu darbe girişimidir' diye. Diğeri ise 'hayır asıl darbe sizin yaptıklarınız' derken... Birden kanal değişti. Bir kadın ağlıyordu. Kanal değişti, başka bir sürü kadın oynuyordu... Sabahtı...

Kelebek yatıyordu...

Bu hayatta onun için sadece sesler vardı. Seslerle görüyordu.
Dışarı çıktı. Güneşin sesini duydu. Yürümeye başlayacaktı ki küçük bir çocuk ağzı açılmamış küfürlerle arkadaşına bağırıyordu. Yine de yürüdü... Korna, korna, korna... Her yerden korna sesi geliyordu. Yürüdü. Biri omuzuna çarptı, biri acıdı. Yürüdü.
Evdeki kelebeğin ölüme düşüş sesini düşündü. Ancak o duyabilirdi o sesi.

Kelebek yatıyordu...

'Sanırım bir martı pisledi omuzumu' diye düşündü. Gülümsedi. Kendine bir kuş almaya karar vermişti ya; 'acaba bu pislik ne demekti' diye içinden geçirdi ve tekrar gülümsedi.
Kuş satan bir dükkana girdiğinde onunla ilgilendiler. Yer gösterdiler. Fakat sesler aynı ilginin oradaki hayvanlar için hayal olduğunu söylüyordu. Aklına evdeki kelebek ölüsü geldi. Ne kadar özgür ve onurlu ölmüştü o kelebek. Buradaki hayvanlar o kelebeğin yerinde olmak istemezler miydi?
Parasının yettiği bir kuşu aldı. Kuşu dükkandan çıkar çıkmaz serbest bıraktı.

Kelebek yatıyordu...

Biraz daha mutlu gibiydi. Eve doğru tekrar yürümeye başladı. Yaprakların düşüş sesini hayal etti. Martıların sevişir gibi ağlamasını hayal etti. Bir çocuk uyandırdı onu. Islaktı, çöp kokuyordu. Para istedi. Ama tüm parasını serbest bıraktığı o kuşa vermişti. Nazikçe reddetti çocuğu. Arkasını döndü. Çocuğun küfrünü duymamazlığa geldi. Yürüdü, yürüdü, hiç bir şey duymadan yürüdü.

Kelebek yatıyordu...

Eve iyice yaklaşmıştı. Birden bir şey düştü önüne. Yere eğildi, eline aldığı bir kuş ölüsüydü. Kuş kanıyordu. Dilenci çocuğa ağlar gibi kanıyordu. Dilenci çocuk adamı görünce elindeki sapanla birlikte kaçtı. Adam duydu. O çocuğun kaçış sesini duydu. O adımlardaki mecburiyeti ve acımasızlığı duydu. Evdeki kelebek kadar çaresizdi çoçuk ve kuş.

Kelebek yatıyordu...

Evin kapısını açtığında iki gündür duyduğu kelebek sesi artık yoktu. Kelebek yerde yatıyordu. Kuşu ve kelebeği eline aldı, ertesi gün atmak üzere hazırladığı çöp poşetine attı. Çöp poşetinin sesini duymadı.

***

Artık hava iyice kararmıştı.
Sesler ona ihanet etmişti.
Vazgeçti.
Gözünü açtı, sesleri kapattı.
Elindeki 14'lü ile gürültülü bir intihar planladı. Yapamadı...

Başa Dön