Uzaklarda bir kuş feryat ediyor uyanan güne. İn yok... cin yok... Bir ben soluyorum feryat dolu havayı... Çekiyorum ciğerlerimin en derin yerlerine acıyı... Sigaramın dumanında nikotine karışıyor acı... Ve usulca yerleşiyor damarlarımın en derin köşelerine. Saklıyorum dünyanın acısını bedenimde. Paylaşamıyorum acıyı ... Alıp alıp gizliyorum insanoğlundan. Sanki Meryem Ana misali ellerimi bir duvarın dibinde birleştirip, çok uzaklarda İsanın çığlıklar içinde çarmıha gerilişini gönül gözümle görüyorum. Onun elleri ayakları kanadıkça benim içimde bilmediğim, hatta hiç tarif edemediğim acılar dolanıyor.
Ve diyorum kendi kendime; işte hayat bu... Yalnız ve kuralsız. Kurallar senin bildiklerin. Ama asla bir başkasının kuralı olmayacak kadar kuralsız... Gördüğün senin baktıkların aslında... Ağlayan sen değilsin, ruhun. Tepki veren bedenin olsa da sen ağlamıyorsun işte... Acı yok hatta yeryüzünde. Kendi kendini acıtıyorsun sen. En büyük kötülüğü kendine sen yapıyorsun. Sen asla Meryem Ana değilsin ki... Kimsin sen? Aynada baktığının sen olduğunu mu sanıyorsun. Sana bakanların seni gördüğünü mü sanıyorsun...
İşte, nefes al ve bak... Neye yetiyor ki? Ruhun mu temizleniyor oksijenle... Ve içindeki pisliği karbondioksitle attığını mı sanıyorsun... Arınmak yok dünyada bilmelisin... Hayata uymak için kirlettiğin ruhunu asla arındıramazsın yaşayarak... İstediğin kadar gülümse dünyaya, tut kimsesiz çocukların ellerinden, sil gözü yaşlıların sitem dolu yaşlarını, neye yarar ki... Karanlığı ne kadar güneşle kapatabilirsin ki... Herkesi kandırsan da kendini inandırabilir misin ki... Saatlerce suyun altında kalmak ne kadar teselli eder ki seni... Kendine söylediğin yalanlar suya karışıp kanalizasyona mı karışır sanıyorsun... Sabah yüzünü yıkarken hepsi teker teker çarpmayacak mı sille gibi yüzüne... Koyduğun kurallarını, kendi kendine yıkarken lanet etmeyecek misin otoritene... Sen işte busun... Acı çektiğini sanan biri... Anlamıyor musun sana işkence eden senden başkası değil... Hayatta ikilem olmadığı aydan ve güneşten belli değil mi... Biri varsa diğerine yer yok... Doğrun varsa yanlışın olmamalı... Olsa bile isyan etmeye hakkın yok. O doğruları koyan ve onları çiğneyen sensin. Şimdi istediğin kadar avut kendini yeni yalanlarla. Sevdiğim için de ve en tatlı yalana bağla hatalarını. Neyi örtebilirsin ki... Kar eridiğinde pislikler nasılda ortalığa çıkacak göreceksin. Hayat sana ne olduğunu öyle bir gösterecek ki bir daha aynaya bile bakamayacaksın..........