Kalplerinizi Nefretin Güdümüne Bırakmayın

nefret ateşinin kalplerimizi patlamaya hazır bir volkan haline getirmesine neden izin veriyoruz?

yazı resimYZ

KALPLERİNİZİ NEFRETİN GÜDÜMÜNE BIRAKMAYIN
Nefret ateşinin kalplerimizi patlamaya hazır bir volkan haline
getirmesine neden izin veriyoruz?
Vermekte olduğumuz yersiz bir izinle hayatımızın aydınlıklarla
vedalaşması için de gereksiz bir adım atmış oluyoruz.
İnsanların kalp hakkında yanlış bir fikre sahip olduğu herkes
tarafından bilinmektedir;fakat bu yanlışı bildikleri halde kalplerin harlanmakta olan nefret ateşinin içerisine atıldığı gözden kaçırılmaması, büyük bir öngörüden
ibarettir.
Aslında kalbin sadece insanın yaşama tutunabilmesi için kan
pompalamaktan başka işe yaramayan bir organ olmadığını anlatmamız
lazım gelmektedir;ama biz bunu yapmıyor, etrafımızda yer alan kimselerin hayatın görünen yüzünü görmesine sebep oluyoruz.
Bu yanlışı yapmayıp yaşamın iki yüzünün de anlatılarak görülmesinin
yolunu açsak hiçbir kaybımızın olmayacağı aşikar.
Aksine bizler, yanlış üzerine yanlışlar yaparak etrafımızda yer
alanların yanlış bilgilendirilmesinde başrol oynamaktan vazgeçmiyoruz.
En büyük hatamızın burada meydana geldiği apaçık ortadadır.
Kalbimizin sadece kan pompalamadığı, içerisinde iyi kötü bir çok
duygu barındırdığı göz önünde bulunan önemli bir gerçektir.
Bu gerçeğe ilk önce kendimizi inandırmamız, sonra da karşımızdaki
şahısların görmesini sağlamak için gerekeni yapmaktan kaçınmamalıyız.
İnsanlar kalplerini, yeri gelir sevgi adı verilen duygu ile tertemiz
bir hal alması için yıkar.
Yeri gelir nefret denilen duyguya teslim ederek de patlamaya hazır bir
yanardağa çevirmenin çabasını göstermekten vazgeçmez.
Kalplerin yanardağ halini almaması için de yapmamız lazım gelen her ne
varsa fazlasını yaparak nefrete teslim olmasına meydan vermemeliyiz.
Kırmanın kolay,tamir etmenin ise zor bir durum olduğu her daim unutulmamalıdır.
Onun için diyorum ki bir kalbi kırmadan önce defalarca düşünerek
hareket etmeniz icap etmektedir.
Yüreğinizde yer alan duygularınızla nefretin esareti altına girdiğiniz
anda duygularınızı bir değirmen taşının altına öğütülmeye bırakmış
olursunuz.
Duygularınız öğütüldükçe siz hayata farklı bir açıdan bakmaya başlar,
kalplerinizi nefretin yönlendirdiğinin farkına bile varmazsınız.
Yaptığınız bir yanlışınızın onlarca doğruyu hayatınızdan silip
süpüreceğinin bilincinde olunmalıdır.
Bu bilinci taşımadığımız müddetçe gözlerimizin önüne indirilen sis
perdelerini kaldırmamızın mümkünatı olmaz.
Ne demiş Şemsi Tebrizi hazretleri kalbinde iyilik biriktirenin yolu hep açıktır.
Bu güzel sözden ders çıkarıp kalplerimizin kötülüklerden
arındırılmasının yolunu açmazsak etrafımızdakilere de kendimize de en
büyük kötülüğü yapmış oluruz.
Hayatınızda anlamsızlıkların yer almaması için size yol gösteren
kalplerinizin kötülüklerden her daim uzak kalması sizin tek
güzelliğiniz olacaktır.
Bahsetmekte olduğum gerçeğin, hayatınızda bir ömür yer alabilmesi için
de yakan nefret ateşinden kurtarmak üzerinize düşen en önemli
vazifedir.
Bizler vazifemizi yapmaz, kalplerimizi nefretin elinde bırakmaya devam
edersek hiç kimseye fayda sağlayamayacağımızı göz ardı etmiş oluruz.
Sönmesine izin vermediğiniz yangının büyümesi, hayatınız boyunca
kurduğunuz hayallerinizin sonu olacaktır.
Umutlarınızı elinizden almak üzere yüreklerinizi esareti altına alan
nefret duygusunun rotanızı çizmesine hiçbir zaman izin verilmemelidir.
Kalplerimizin yörüngesini kaybetmesine engel olmaz, nefretin güdümünden
kurtaramazsak kendimizle birlikte çevremizde bize güvenenlerin de
hayatını karartmaktan geri kalmayız.
Yani diyorum ki; kalplerimizi nefret ateşinin patlamaya hazır bir
volkan haline çevirmesine müsaade etmemek için çizdiğimiz rotadan
çıkmamak, tek düşüncemiz olmalıdır.
Kalplerimiz bir volkan misali patlarsa, etrafında kömüre dönmeyen
hiçbir şey bırakmayacaktır.
Hayatımızın boş anlamsızlıklarla dolu bir hal almaması için Şemsi
Tebrizinin de söylemiş olduğu gibi kalplerimizde iyilik biriktirelim
ki karanlıklarda kaybolmayalım.
Rotasını kaybetmiş bir gemi kaptanı halini almayalım.
Siz değerli okurlarıma birkaç tavsiye vermeden yazımı bitirmek istemiyorum.
Nefretin hayatınızda yer almasının önüne yine sizler geçebilirsiniz.
Bunun yolunun da sizi aşkla tanıştıran kalplerinizi kıymet
bilmeyenlerin ellerine teslim etmemekten geçtiği bilinmelidir.
Kalplerinizin kan pompalamak dışında bir çok işin üstesinden geldiğini
aklınızın bir köşesinde bulundurmak önceliğiniz olmalıdır.
Bir de içinde sevginin nefrete karşı koyduğu umut denizi olduğunun
kanaatine varılmalıdır.
Kan pompalamanın dışında kalplerimizin her türlü zorlukla baş
edebileceği inancını taşımaktan vazgeçilmemelidir.
Nefretin güdümüne, duygularınızı içinde taşıyan gözünü kapatmamanız
icap eden yüreğinizi bırakmamanız gerekmektedir
Kalplerinizde nefret mührünü sökmenin yolunun solmamacasına açan
sevgi çiçeklerinden geçtiği hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Bunu akıllardan çıkarmamız halinde hayatımızın sönmeyen bir volkana
dönüşeceğinden emin olunmalıdır.
Önünüze açılan kapının kapanmaması için de nefret dediğimiz duygunun
bir daha çıkarılmamak üzere sonsuzluğa gömülmesi tek şartımız olsun.
Bizim kaderimizi belirleyeceğine inandığımız iyiliklerimiz sayesinde
kapalı olduğunu düşündüğümüz yollarımız, bir ömür açık kalsın.

Başa Dön