KALPLERİMİZDE MERHAMET ÇİÇEKLERİ CANLI KALSIN
Merhamet; insanoğlunun huzur, mutluluk ve yapmış olduğu iyilikleri gönül
bahçesine aşıladığı çiçeklerden meydana gelen duygu yoğunluğundan
ibarettir.
Kalpler merhametten yoksun kaldığı anda, mısralara söz olan taşın
yerini alacağı bir an olsun unutulmamalıdır.
Bu da insanoğlunun yaşamının verimsiz çorak bir tarla halini
alacağının önemli bir göstergesidir.
Yaşamımızın bahsettiğim kuraklığa dönüşmemesi için gönüllerimizin
merhamet duygusundan mahrum kalmasına müsaade edilmemelidir.
Burada üzerimize büyük önem arz eden görevler düşmektedir.
Yerine getirmemiz icap eden sorumluluklarımızdan kaçmamız, üzerinde
yaşadığımız dünyayı alt üst edeceğimiz anlamına gelir. Kalplerimizi susuz, çiçeksiz bırakırsak bizim dikkate alınmasını
istediğimiz fikirlerimizin de hiçbir manası olmayacaktır.
Sözü geçen merhamet duygusuna başta çocuklarımızın ihtiyacı olduğu,
onların sevgisizliğe mahkum edilmemesi gerektiği, akıllarımızın baş
köşesinde bulundurulmalıdır.
Çocuklarımızı bu duyguya hasret bırakırsak; bilmeliyiz ki onların
hayatlarında bir deprem etkisi yaratır, kurmuş oldukları küçücük
dünyalarını tamiri imkansız bir enkaz haline getiririz.
Hayatımızın en önemli yerini alan çiçeklerimizi, cehaletin
kucağına hiç düşünmeden bırakmış oluruz.
Sadece insanlar değil; elbette merhamet gösterilmesi gereken diğer
canlılar da merhamete muhtaçtır.
Denizleri kirleterek üzerinde yaşayan canlıların hayatlarına kast
etmiş olur, onlara da en büyük acımasızlığı yapmış oluruz.
Ormanların yakılmasını seyrederek oraları kendilerine yuva edinen
kuşlarımızın da ahını alacağımız, göz ardı edilmemesi gereken bir
gerçektir.
Yemyeşil ağaçlarımızın zarara uğradıklarını görüp yanan yahut
kesilenlerin yerine yenilerini dikmek de vazife edinilmelidir.
Bize biz olduğumuzu gösteren merhamet duygumuzu kaybedersek
hayatımızda yer bulmasını beklediğimiz güzelliklerle buluşmamız
imkansız bir hal alacaktır.
Bunların olmaması için de gönül bahçelerimize aşıladığımız
merhamet çiçeklerinin kuruyup yok olmasına izin verilmemelidir. Bizler buna izin verirsek hayatımızın en büyük yanlışlarından bir
tanesini yapmış olur, kendimize olan saygımıza da son veririz.
Nasıl dua ederken rabbimize yalvarıyoruz : Bizden merhametini esirgeme
ya Rabbim! diye bizim de başta insanlar olmak üzere diğer canlılara da
merhamet göstermemiz icap etmektedir.
Kendi yapmadığımız bir şeyi, ne yaratandan ne de onun yarattığı
insanlardan beklemeye hakkımız vardır.
Onun için diyorum ki gönül bahçelerinize aşıladığınız merhamet
çiçeklerinin susuz kalmasına engel olun, bir yaprak gibi kurumaya terk
etmeyin.
Hayatımızı anlamlandıran bu, güzel çiçeklerin kurumasına izin
verdiğimiz takdirde dünyamızın güneşe hasret kalacağı aşikar.
Üzerimize düşen vazifeleri yapmamamız kendimize verdiğimiz en büyük
ceza olacaktır.
Bu cezaya maruz kalmamak için hayatımızda büyük manası olan merhamet
duygusuna kalbimizin kapılarını kapatmayalım.
Bu duygu gönüllerimizde bir çiçek misali canlı kalmazsa kin,
nefret, hıyanet yüreklerimizi istila edecek; hayatımıza anlam veren
sevginin yerini alacaktır.
Kalplerimizde Merhamet Çiçekleri Canlı Kalsın
merhamet; insanoğlunun huzur, mutluluk ve yapmış olduğu iyilikleri gönül bahçesine aşıladığı çiçeklerden meydana gelen duygu yoğunluğundan ibarettir.