Kalktım Gittim Kaçtım Geldim

sıradanlıktan kaçışın öyküsü

yazı resim

Kalktım Gittim Kaçtım Geldim
Üç kişiydiler. Parmak izlerimle dolu mandalina kabuğu rengindeki odamın duvarlarını, iki kat beyaza boyayıp gittiler.
Oturarak, ayaktaki bir insanın hikayesini anlatmak ne zordur bilir misiniz? Bütün vücudunda çok dinlenmiş olduğunu bilerek ne kadar yorgun olduğunu yazması...İşte ben ancak oturularak yazılabilecek kadarını yazacağım. Daha fazlasını beklemeyin lütfen.
Her zamanki sonbaharlara çok benzeyen bir sonbahar sabahı, odama edilen tecavüz ve yapılan saygısızlıklardan sonra, artık gitme vaktinin geldiğini anlamış bulundum. Yatağın kenarındaki benim asla yapamayacağım kadar düzenli hazırlanmış bavulumu alarak gideceğim yerin yolunu tuttum. Gideceğim yerin yeri ve niteliği, ne çoktan gitmiş olan beni, ne de hiç gitmeyecek olan sizi ilgilendirmeyecektir sanırım. Yo, çok uzak değildi, kimseye de küsmedim giderken aslında. Yalnız annemin soyarak verdiği mandalinanın tadına tuzlu bir şeyler karışınca durdum biraz.
Nereden gittiysem ardım sıra geldi bir de televizyondaki iri mavi gözlü kızın söylediği şarkı. Hiç de sevmem oysa ki mavi gözleri. Küçük kızların oynadığı oyuncak bebeklerin donuk mavi gözlerine benzetirim eskiden beri.Halbuki ben, hareketi severim.
Yanından geçerken, göz ucuyla bir vitrin camında kendime baktım. Tahmin ettiğimden çok daha iyi gördüm kendimi. Elimde, ağırlığı periyodik olarak artan bavula rağmen, dinç bile sayılırdım.
İşte böyle bir yere gitmeyecekler gibi yürüyerek -gidecek yerleri yok gibiler gibi yürüyerek- vardım da en sonunda. İster inanın ister inanmayın burası orası. -Geldim demek mi daha doğruydu?- Evet işte buradayım ve olduğum her yer gibi üstüne fazla şey söylenmesine gerek olmayan bir yer. Bir sığınak, insanların beyaz duvarlardan kaçabileceği bir yer ise hiç değil. Lakin ben gene de buraya geldim ya, siz, ona bakın.

elsenece ]

Başa Dön