Kaç İstanbul Var İçinizde

İnsan neleri unutur, neleri unutmaz. En önce yazacağım, kitapçığıma adını veren, sonsuz sevgimi adadığım bu İstanbul şiirini unutmuşum göndermeyi..oluyor demek !!! İstanbul'u nostaljik olarak tanıtmaya çalıştım. Ekleyecekleriniz varsa tıklayın...yenid

yazı resim

Avucunuzun içi gibi biliyorsunuz
İstanbulu,
Kaç İstanbul var içinizde.

Fransız Geçidini bilir misiniz?
Ya Feride Geçidini?
Fil Yokuşu, Saraçhaneyi Zeyreğe bağlar.

Yeni Caminin yanındaki
Tonozlu Geçit'ten geçerken
Neler duyar insan ?

Anadolukavağına son gidişim
1949'un yazıydı galiba,
Kumdöken suyundan içmiştim.

Çocukluğumda Ümmügülsüm gelirdi
Şehzadebaşı sinemalarına,
Sonra Baytekin geldi Yeni Dünyalarda.

Yeni Caminin yanındaki
Tonozlu Geçit'ten geçtim,
İstasyondan geçer gibi.

Top oynar susardık,
Tulumbadan su çekerdik,
Sonra üzüm yerdik Şerif beyin bağında.

Hayriye Lisesinin bahçesinden
Ayna sıkardık Cibali'ye,
Vebali kızların boynuna.

Moda'nın gül fidanlığı,
Biri gelip kaldırdı,
Nerede kaldı insanlığı.

Bakırköy'den sonra
İlk istasyon Yeşilköy,
Yeşilyurt istasyonsuz daha.

İstanbul'un iki yakası pijama,
Yokuşun başında Mahmutpaşa,
Avrupa bir, Asya iki numara.

İstanbul, eski bir deniz feneri,
Görürsün heryeri isli camından,
Çamlıcayı, dereleri, tepeleri.

İstanbul'da otur da sen,
Alemdağ'ın yolunu,
Bulgurlu'nun tozunu bilme.

Kaç kapısı var İstanbul'un?
Pekiy Çatladıkapı nerede ?
Onu da sorun bir bilene !

Fatih'te oturuyoruz Fatih'te,
Erikler duvardan sarkıyor,
Hurma yetişiyor bahçede.

İki mendil eskittim,
Dört de çamaşır,
Kasımpaşa yokuşunu çıkarken.

Boynum tutuldu kaç kez,
Feriköy yolundan
Kurtuluş'a dönerken.

İstanbul, kahveye çıkar akşamları,
Elinde kehribar tespihi,
Gider Samatya'da nargile içmeye.

Yeşilköy'ün bir ucu fener,
Florya'ya doğru çiroz dizerler,
Akşama oldu mu çıkar gıcır inciler.

İstanbul'un bir ucunu bulduk,
Adalar, denize dökülmüş boncuk,
Onları da toplayıp ipe dizdik.

Yorumlar

Başa Dön