İzedebiyat Hastalığı, Teşhis ve Tedavisi - Yeni Düzenleme

Umarım sizin izedebiyat zevkiniz, hobi aşamasındadır.

yazı resimYZ

Yaşanan tecrübelerden, izedebiyat üyeleri üzerinde yapılan gözlem ve araştırmalardan çıkan sonuçlara göre; izedebiyat’ın alışkanlık, hatta tiryakilik yaptığı ne yazık ki kesinlik kazanmıştır. Önce hobi olarak başladığı ve zamanla tedavisi zor bir hastalık haline geldiği bilinmektedir. Bu hastalık, ölümcül olmamakla birlikte; hastalarda görme kaybına, vücudun kemik yapısında ve hatta sinir sisteminde bozukluğa yol açmaktadır. Hastalık bulaşıcıdır.

HASTALIĞIN NEDENLERİ:

Bu hastalık daha çok yetişkinlerde ve özellikle kendini boşlukta hisseden emeklilerde(benim gibi) sıklıkla görülür. Hastalığın bilinen ve doğrulanan başlıca nedenleri şunlardır:

* Yıllardır yazdıklarını okutacak birilerini bulamamak, hastalığın en belirgin nedenlerinden biridir.
* Saçma sapan tv programlarını izlemekten gına gelmek.
* Yazdığı şiir, deneme, öykü gibi bilumum yazı türlerini hiçbir yayınevine beğendirememek.
* Etrafında kendisiyle birşeyler paylaşacak birilerini bulamamak.
* Okumaya, yazmaya fazla düşkün olmak ve yazdıklarını biriyle paylaşma ihtiyacı duymak, hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir etkendir.

BELİRTİLER:

* Hasta, gece yatağından kalkar, izedebiyat’a göndermek için şiirler yazar.
* izedebiyat’a gönderilen her yazıyı okumaktan, hastanın gözleri kan çanağına döner.Yüz solgun, avurtlar çöküktür.
* İkide bir arkadaşlarına telefon ederek, siteye göndereceği şiirleri okur.
* Yazılarını kaç kişi okumuş, kaç kişi kütüphanesine almış diye işlem merkezine girer çıkar durur.
* Aşırı duygusallık görülür. Bazı şiir veya denemelerine yapılan incitici yorumlara üzülür, ağlamaklı olur. ” Bunların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek,” diye söylenir.
* Hasta; yemek yaparken, bulaşık yıkarken gözlerini sabit bir noktaya diker. Sonra, bilinçsiz bir şekilde bulaşık elleriyle bilgisayara doğru yönelir, izedebiyat’ı tıklar.
* Sık sık “ Bugün izedebiyat’a hangi şiirimi göndersem, hangisini göndersem? ” diye söylendiği duyulur.
* izedebiyat’ ta okurken, izedebiyat’a yazarken; çalan kapıyı, telefonu duymaz. Dört, beş büyüklüğündeki deprem bile, hastayı etkilemez. Ayrıca kendini; aile bireylerinden, eş – dost çevresinden tecrit edilmiş hisseder. Az ötede oturan eşini ve onunla evli olduğunu unutur. Hatta, hastalığı çok ilerlemiş olanların, eşini görünce, “A - aaaaaa ! Bu adam ( kadın) da kim? ” diye şaşırdığı görülür.
* izedebiyat’a girmek istediğinde ama giremediğinde, hele ekranda “service unavailable” ibaresini görünce, saçını – başını yolar.

TAMAMLAYACI BULGULAR:

* Hasta, sokakta gördüğü her kişiye; “ Acaba bu, izedebiyat’a yazıyor mu? Yazdıklarımı okuyor mu ? ” diye bakar.
* Her ay onlarca milyon lira internet parası öder.
* Gerçek arkadaşları ile, izedebiyat’ taki yazar arkadaşlarını birbirine karıştırır. Hasta eğer kadınsa; yazar arkadaşlarının gün’e gelmelerini bekler. Yok eğer erkekse, gittiği her kahvede şair – yazar arkadaşlarını bekler.
* Telefonda kendisine “Alo! Ben ....” diyen hemen herkese, “Ay ! Siz izedebiyat’ tan falan falan mısınız yoksa?” diye sorar.
* Yazılarının okunmadığını görünce krize girer, sakinleştirici alır.

AYIRICI TEŞHİŞ:

İzedebiyat hastalığı ile sıradan internet hastalığı, küçük benzerlikler gösterdiği halde, zaman zaman birbirine karıştırılır. izedebiyat hastalığını internet hastalığından ayıran en belirgin fark; izedebiyat hastalarının kendilerini ifade etmede, okuduklarını ve dinlediklerini hemen kavramada çok başarılı olmaları, ülke sorunlarıyla çok yakından ilgilenmeleridir.

EVRİM:

* Bu hastalığın evrimi gençlerde değişken olmakla birlikte, yetişkinlerde, zamanında tedavi edilemezse çok uzun sürer. Günden güne hastalığın şiddeti artar.
* Ekrana saatlerce bakmaktan, yeteri kadar uyumamaktan dolayı; hastanın göz altları siyahlaşır, birkaç ay sonra saç dökülmesi görülür.
* Hastalık, eğer ilk yılda tedavi edilmezse kronikleşir ve tedaviden olumlu sonuç alınamayabilir.

HASTALIĞIN ÖTEKİ BİÇİMLERİ:

* Bazı izedebiyat hastalarında, saatlerce pc başında kalmaktan dolayı görme bozuklukları ve kilo kaybı görülür.
* Hasta; evine gelen herkese yazı ve şiirleri okumak , okutmak ister; reddedenlere karşı ise zor kullanma gibi davranış bozukluğu gösterir.
* pc karşısında fazla oturmaktan sık sık belde tutukluk, nadiren de kamburluk görülür.
* Çok sıklıkla, vücudun değişik bölgelerinde kireçlenmelere rastlanır.
* Bazı hastaların, izedebiyattaki yazıları okurken sürekli birşeyler atıştırmaktan dolayı , fazla kilo almaktan şikâyet ettikleri görülür.
* Uzun süre hareketsiz kalma, izedebiyat yüzünden spor yapmayı unutma gibi sebeplerden dolayı; kadınlarda selülitlerde artma , erkeklerde ise, bel bölgesinde kalınlaşma görülür.

TEDAVİ:

* Hastalar, uzun bir süre bilgisayardan, dolayısıyla izedebiyat’ tan uzak tutulur........”Ananın karnından izedebiyat’ la mı doğdun sanki ! ” diye, iyice fırçalanır.
* Hastalara, internet olmayan ortamlarda tatil yaptırılır...İzcilik, yürüyüş, aletli cimnastik gibi etkinliklerin çok yararlı olduğu, yapılan deneyler sonucunda kesinlik kazanmıştır.
* Hastaları izedebiyat hastalığından kurtarmak için; kendilerini Halk Eğitimi bünyesinde verilen kumaş boyama, ahşap boyama gibi el sanatları kursuna göndermek en etkili tedavi biçimlerinden biridir. Herhangi bir dernekte çalışmak da hastayı biraz rahatlatır.
* Bir yazıyı kitaptan okumanın, nette okumaktan daha zevkli, daha etkili olacağını anlatmak, bu kişilere çeşit çeşit kitaplar almak da çok olumlu sonuçlar verir.
* Ayrıca izedebiyat hastalarına hayatın; yazmaktan, okunmaktan ve okumaktan ibaret olmadığını düşünmeye yönlendirmek için, onları tiyatroya, sinemaya götürmek de çok yararlı olur.

Umarım sizin izedebiyat zevkiniz, hobi aşamasındadır. Bu hobinizin hastalığa dönüşmemesi için, gerekli önlemleri şimdiden alınız. Çünkü, hastalık dediğiniz şey iğneyle giriyor, çuvaldızla çıkıyor. Hatta kazmayla! ...Yaaaaaaa!

Başa Dön