Bunlar köleci sürecin hemen başında olan söylemlerdi. Arada geçen onlarca sene sonra değişen nesille birlikte unutulanlardı. Kolektif geçmişin motifleri köleci mantığa adapte olmuş kişiler elbette abuk sabuk gelecekti.
Ortaya çıkan bu abuk sabuklukları aktaran söylemlerin yorumsal açıklaması yapılırken de bin bir takla atılıyordu. Hatta açıklayamamanın zorlanmaları karşısında doğrusunu Allah bilir deyip yorumu geçiştiriliyorlardı.
Daha geriye gitmeden ittifak eden grupların ittifak için kestiği İlah kurban etme törenleri, bir ilah ruhundan ve ilah suretinden olmakla bir ilah soyu olan İbrahimin çocuğunu kurban etmesiyle kurban hem kolektif süreçli bir sosyal anlayıştı.
Hem kurban anlayışı kolektif davranış olmaktan çıkıp, ahit sel anlayışlı mülk sahipli kişilerin kurbanı oluyordu. Hem de kişiselleşen kurban yoksulun "senede bir et yeme bayramına dönüşmüştü!". Bir algı ancak böyle yönetilirdi.
Köleci sistemin yorumcuları geçiş dönemi içinde kişiselleşen kurban figürünü dönüşüyordular. Tıpkı İbrahime çocuk veren kadınla İbrahime çocuk vermeyen kadın figürünü açıklamada aciz kalan düşünceler gibiydi.
Sara ittifaklı döneminin kolektif mirasını anlatan ve kocaya (gruplara) mirasçı olacak çocuğu vermeyen hikâyenin söylemiydi. Hacer ise kocaya (gruplara) çocuk veren ana baba mirasına geçişi anlatan hikâyeydi. Miras kavramı kolektif sürecindi.
Kutsal doğumlarsa; Sara gibi kadınların babasız olarak ve tapınakta doğurduğu çocuğu, gruplara değil de tapınağa vermeleriydi. Tapınak görevlisi kadınlar kutsal hizmette bulunuyorlardı. Bu hizmet kurumsal bir yapıydı.
Bu ittifakı figür köleci sisteme geçen yapı içinde ana baba velayeti mirasa çocuk veren ve ana baba velayeti mirasa çocuk vermeyen figür olarak ifade ediliyordu. Koca söylemi, kocaya çocuk verme", ya da "çocuğu kocaya vermeme" ana babaya mirasçı olma" söylemleri köleci dilin ifadesiydiler.
Sara çocuğunu İbrahime vermeyen ve bu nedenle kısır denen söylemle ittifakı sürece atıftı. Sara sonrada İbrahime bir çocuk verdiğine göre belki de ittifakın kutsal evliliğini köleci süreç içinde anlatımların sembolik düzeyiyle sürdürmenin de hikâyesiydi.
Kocaya çocuk veren Hacer figürü köleci dönem dil sel ve söylem sel hukukudur. Hacer mahreçli, Hacerden doğma çocuğun İbrahime mirasçı olması da köleci hukukun figürüydü. Hacer ve Sara figürleri İbrahim motifi içinde her iki dönemin geçiş sancılarını uzlaştırmaya çalışan anlatımın karakterleriydiler.