Yirmi üç yıl geçmiş
Urgan düğüm düğüm yuvarlak olalı
Deniz küstü canlar.
Deniz çıldırmıyor dostlar..
Deniz dalgalanmıyor.
Nasıl küsmez nasıl düşmez dik başı.
Unutmuşum bu yıl altı mayısı.
Hey gidi inancına yol olduğum yoluna güneş
Güneşli yolunun dik başlı yolcusu ben
Tek başına hiçbir şey
Çoğaldıkça korkacak karanlık
Unutmadıkça aydınlanacak gök yüzü.
Biliyormusun deniz?
Güneş eskisi gibi parlamıyor
Otlar sanki yeşile küsmüş
Yada güneşe
Gittikçe sararıyor
Tozlu yollarda yok artı
Yürüdük, yürüdük, yürdük
Aşındırdık kaldırım taşlarını
Hı…birde asker postallarını.
Sonra kapitali öğrendik
Sevgili’yi öğrendik
Ne güzeldir sevmek onu bile beceremedik.
Sevgiliyi dedim ya inanma…
Sevmeden de olsa bir bir evlendik..
Çocuklarımız oldu çoğalmak için.
Deniz dedik adına
Mahir , Hüseyin, ulaş.
Arındırdık yorulmuş ayakların
Dik başların vicdanını.
Yirmi üç yaşına gelmiş o gün doğan çocuğum.
Neden adım deniz dedi?
Neden mahir?
Gözlerine baktım
Yüreğimdeki ezikliği okudu
Gözlerime baktı…baktı..
Bir şey daha soracağım dedi..
‘Yollar neden eskir’?
Taşlar yenilendiğinden bu yana
Hiç bakmamışım yollara
Meğer yollarda eskimiş..
Yirmi üç yıl geçmiş
Urgan düğüm düğüm yuvarlak olalı.
Yolları ben eskitmedim deniz.
İlk defada unutmadım altı mayısı
İnancımı çocuğumu yüklemişim
Bu gün altı mayıs
Güneş yine pırıl pırıl
Deniz yine deli dalgalı
Dağlar
Dağlar artık yeşermiş olmalı…
06/05/95