zeytin ağaçlarının üzerinden,
yağmur toprağa düşerken
kül rengi ateşin ışığında
birbirimize baktık ve karşılaştık
kayıtsızlığında saatin, ilk kayıplarımızla
sokak lambaları uyandığında
kırmızı bulutlar dağılırken dudaklarında
geride kalmıştı acıları saymak,
hayatın sunduklarına
içerleyerek biraz, kalmak yine de içinde
sonranda senin,
sarhoş bir denizcinin
kıyıdan yoksunluğuyla
unuttum başkalarında
sevişmeyi- sende kendimi görmeyi
unuttum
unuttuk artık hepsini