Toplumlar ikiye ayrılır: İşçiler, işverenler...Türkiye’de işveren konumunda olan devlet, işçi konumunda olan da insanlardır. Devlet kurum kurum kurumlanır oturduğu koltukta...Yanına yöresine yaklaşmak mümkün değildir. “Bugün git, yarın gel” politikalarıyla vatandaşın canı çıkartılır devlet dairelerinde. Hele bir kız, hele bir memnuniyetsizliğini göster bakalım, gör başına gelecekleri...En küçük devlet memurunun bile dokunulmazlığı vardır çünkü...Onların karşısında el-pençe durmak, dilini çekmek, sabrını uzatmak zorundasın...Ömrün yeter mi, yetmez mi orasını bilemem tabii! Şansın varsa eğer, istediğin şeye hiç beklemediğin zamanda ulaşırsın, ya da ölürsün ölür!..
Epey oldu bir gazetede bir vatandaşa hapiste yattığı 7 yıl 9 ay karşılığında 4 milyar 750 milyon lira ödenmiş olduğunu okudum Adalet Bakanlığı tarafından. Bu ödemenin nedeni ise vatandaşı bir cinayetten dolayı suçsuz yere yatırmalarıymış...Meğerse suçu başkası işlemiş..”Ben yapmadım, ben öldürmedim” demişse de vatandaş, illaki bir suçlu bulunacak ya, on yedi yıla mahkum edivermişler adamcığı...Aradan geçen 7 yıl 9 aydan sonra esas suçlular çıkmış ortaya ve adamı serbest bırakmışlar, adı geçen parayı ödeyip...
Ama aynı devlet, Telekom davasında 11 ay hüküm giyen birinden rahatlıkla 2 milyar 150 milyon para çekebiliyor kasasına. Hem de suçun Telekom’da olduğunu bile bile ödetiliyor vatandaşa bu para...Burada Türk Ceza Kanunlarını yada bu kanunları hayata geçiren yargı sistemini eleştirmek değil amacım. Amacım vatandaşlara yapılan haksızlığa dikkat çekmek, bir bakıma verilen kararlardan ötürü uğranılan haksız kayıpları ortaya koymak...”Devlet kuruluşları hata yapabilir, vatandaş yapamaz” zihniyetini hakim kılan bir anlayışın açtığı yaraların büyüklüğünü gösterebilmek...
Şimdi bir düşünelim lütfen! 7 yıl, 9 ay içinde kaç tane 11 aylık dilim vardır acaba? Toplam 93 ayı 11 e bölersek, yaklaşık 8,7 ye yakın bir rakam elde ederiz. Bu şu demektir! 2 milyar 150 milyonun 8,7 katı tazminat!.. Bu da yaklaşık 18 milyar yapar. Oysa devlet ne yapmıştır; sadece dörtte bir oranında para ödemiş haksızlık yaptığı O vatandaşa. Adalete bakınız hele(!) Şaşkına döndüm şaşkına!
Bu yalnızca insana bindirilen, işin parasal balta yanı. Bir de insan hayatını hiçe sayan, onurunu kıran tarafları var elbet..10 yıla yakın ömür çalınmış, iş gücü bitirilmiş, morali hurdahaş edilmiş, yaşadığı toplumla ilişkileri bozulmuş o vatandaş ne yapacak şimdi? Bence bu ülkeden nefret edecek bir kez daha...Haksız da sayılmaz hani!
Bütün bu hesaplamalardan sonra, benim, güzel ama rağbet göreceğinden kuşku duyduğum bir önerim olacak. Artık devir değişse diyorum. Nasıl mı? İnsanları işveren, devleti işçi yapan bir toplum düzenine geçerek! Aynen gelişmiş toplumlarda olduğu gibi...
Ne dersiniz? Umut edebilir miyim?(!)