İp mi çok kısaydı
kuyu mu çok derin?
Değildi sancılı bir siste
kaybolmaktan korkutan
kör-ebeydi doğuştan
Ay sırtlanların ağzından
kurtarılmış kadar eksikti yalnızca
dolunaydan
Bir fiske acı ısmarladı adam
-Garson biraz acı ver şurdan!
Felek mi yanlış anladı?
Kavruldu yüreği acıdan
Boşa koydu almadı
Doluya tutuldu olmadı
İp mi çok kısaydı
Kuyu mu çok derin?
Kan kustu
Kızılcık şafaklara boyandı
mısralar
Yazgıyı tartacak terazi bulamadı
Gözü açılmamış bir kediyle ağladı
-Belki de açılsa gözü
görecekti gerçeği
ve söyleyecekti
ip mi çok kısaydı
kuyu mu çok derin?-
Derin derin Yusuf'u ırladı
kuyudan duymadı gitti Yusuf
anladı: kuyu çok derin
ipler ördü damarlarından
ulaşmadı
Oysa bal gibi de belli be adam!
ip çok kısa
kuyu çok derin
-dibini görmeden
atlama hemen-