Ağlamak değildir yaşam
Kara gökler devrilse
Yer çatlasa, sarsılsa
Sevgi girdi ise kalbe
Mazi, ati ve hâle
Bir tohum peyam bırakır.
Bırakmaktır yaşam
Hüznü, kederi
Bırakmak
Akmaktır bir su gibi
Sabra ve metanete
Ağıt yakmak değil
Paylaşmaktır
Sevdayı akkor gibi yakmak
Buğulanan semasında insanın
Gözyaşı nazar
İnan, inan ki bu acıyı bir duyan var!
Gönül gülünden, bahçedeki laleye
İstanbulun en zirvesinden ta Hakkariye
En tepe, tepelerin ötesinde
Bu acıyı bir duyan.
Sende gözyaşı akar
Orada nehir
Yeis sisli dumanlı
Zehir
Kader yükü hafifleten
Panzehir
Paylaşmaktır dedik
Ağıt yakmak değil yaşam..
Everestler yetiştiren mümbit zeminde
Ve anaların tüm güzellikleri doldurduğu Emineye
Ayşeye, Safiyeye, Leylaya
Bir vatan aşkı ile yola çıkan Nene Hatuna
İbretle bakmak
Güne, gündüze, çiçeklere
Ve bütün bunların sahibine
İnanmak
İnanmaktır.