Pennsylvania eyaletindeki imama mektup;
Pocono dağı eteklerinde çam kokusunu çekiyorsun
Çekmiyorsun! suluyorsun yeni yetme ağaçları..
Ne mutlu sana,ne mutlu çocuklarına! mutlusunuz ya!
Çıbanın ne olduğunu sen öğrettin amerikalı dostlarına,
Şimdi batıyor sana bir çıban, nah bir kitap boyu kadar!..
Uçuyor havada sayfalar,reçetesiz oluşundan mı
bunu yasaklamaya kalkar sizin çocuklar?...
İzliyorsun kuzgunun gidişini ,okyanus tarafından
Oda ne! dönmüş dibine oturuyor, soluklanıyor,
Birde zarf var tam dişlerinin arasında,salyası bulaşmış
Vahşi hayvanlardan korkmuyormusun sen?
İlahi sesleriyle çağırdıklarını kast etmiyorum!
Kurtlanmış etle doyuranı ilk sende gördüm,
Evet doyuruyorsun kunduzunu, başını okşayarak.
Açıyorsun zarfı,toparlıyorsun sulanmış cümleleri,
Türkiye’de dost yadigarı, evlatlarının canı pek bir yanmış!
Sende sanki bir kırmızılık görür gibiyim
Kömür ateşi gibi yanıyor,kavruluyorsun kendi kanınla,
Bu ne hüzün!
Bu ne tebessüm!...
Soruyorsun imamın ordusu kimin eseridir
Ben söylemek isterim sana ayrıntısıyla,
- Çocukların sadece önemsiz olanları yazmış,ki fazlası var,
Mesela amerikan vatandaşlığın ele alınmış,oturduğun evde.
Dalga geçmiyor ama geçiyormuş gibi,takmıyor seni adam
Kimyası bozuluyor çiftliğindeki küçük baş hayvanların,
Horozlar kurnaz bir tilki,ördekler ödlekleşiyor,
En kısa zamanda dönmelisin yurda,buralarda durumlar vahim.
Bırak şu kıvranmış yılana benzeyen logolu, kanalı izlemeyi,
Tilkiler kanatlanıyor,sanki zannedersin
Ayaklarına kadar mektubu onlar taşıyorlar,
Ödlekler nasıl olduysa topluyor aykırı yazarları,
dolduruyorlar si.. si..si.. adını unuttum tutukevinin..
Birde zombiler var,ölmüş krallar dikiliyor ayağa
O muhteşem övünçlerini dinlemeliydin,çok seviyorlar seni,
Zannedersem tanrı müsade etmiş ki kıyameti hazırlasınlar..
Prenslerin o GÜLEN yüzlerini özlemiyormusun hiç?
O martı kanadına benzeyen kanatlı atlarını?
Unutuyorsun artık herşeyi
Birtek bildiğin nutukları unutma..
Fetvalarına ihtiyacı var mahkümların,
Bugünlerde öz çocukların
Gelecekde koğuş arkadaşların...
DEVRİM DOKDERE