şimdi
ıssızlığın yengisinde tüm ezberlerim
zamanın sarkacında tükeniyor
iki suskunluğun nihavent tınısı
ki
yıldızlar bile konuşurken geceyi
kristalimsi gümüş gülümsemeleriyle
Ay çoğaltıyorken denizin gamzelerini
dalgaların sesi titrerken sahilin koynunda
bir gece suskun bir de biz
söyle
(yönsüz esen bir rüzgardan başka )
neye yarıyor göğsümüzde alınan sancılı nefes...!!!
oysa
değmiyorsa damlaların saflığı
sol göğüs ucundaki yediverene
bil ki yoldaşındır artık ölüm
yönü belirsiz rüzgarlarla uğurlanır
martıların acı çığlıklarıyla kılınır cenazen
şimdi ben gecenin
gece benim ıssızlığımdan geçiyorken
bozuyorum sessizliğimi
ikrarımdır
kurgulayan sen
katili benim bu cinayetin…
15/Ocak/2009
Figen Yarar